Cumhur İttifakı ve CHP arasında yaşanan siyasi rekabet ortamı öylesine gerdi ki demeyin gitsin. Kutuplaşma hat safhaya ulaştı. İki taraf da keskin bıçak gibi… Herkes kendi tarafını mağdur ve kahraman, karşı tarafı ise hain gözüyle bakıyor. Bu çok da yanlış bana göre. Siyaset, rekabet ile yapılmalıdır; savaşarak, kırıp dökerek değil.
Esasen CHP, sokağı yönetecek, organize edecek ve heyecanı yukarılara taşıyacak ortamlardan pek haz etmez. Onlar daha çok kurucu parti mottosunun arkasında siyaset yapmayı severler. Seçimde kim kazanırsa kazansın, fark etmez; medya bizde, yargı bizde, ordu bizde, bürokrasi bizde, YÖK bizde… Gibi…
2003 yılında rahmetli Deniz Baykal, Siirt seçimlerinin iptali ve Tayyip Bey’e siyaset yolunu açmasının sebebi de bu anlayıştı. “Gelsin, girsin siyasetin içine, vatandaşın gazını alalım, sonrasına bakarız” mantalitesiyle yolu açtılar. Tayyip Bey, sahaya, sokağa hakim, mükemmel bir hatip, tam da insanımızın istediği kabiliyet ve özelliklere sahip bir siyasetçi olduğunu bilselerdi, asla siyaset yolunu açmazlardı.
CHP’nin içinden de bu işi yapan rahmetli Baykal’a rahmet okumayanlar çok… “Bu adamı Türkiye’nin başına sen bela ettin” gibilerinden… Neyse, konumuza dönecek olursak;
CHP yetkilileri, kutuplaşmanın en son kertede siyaseten Özgür Özel’e yaradığını görüyorlardır. Hem partisinin tabanını hem de bugüne kadar uzağında duran insanlara çok güzel reklam yaptı, yapıyor. Günün sonunda, “Ben ne yapayım arkadaşlar, CHP’nin adayı benim” demesini bekliyorum.
Peki kutuplaşmanın Cumhur İttifakı’ndaki etkisi nasıl olacak? Bir cümlede ona da yaz dediğinizi duyar gibiyim. AK Parti, kurulduğu günden itibaren “çıraklığını yaptığı işin ustasıdır”; sokakta, meydanda, mitingde, salonda, kürsüde yani her yerde siyaset yaptı, yapıyor.
Kutuplaşma; küskünlükleri, kırgınlıkları bir tarafa bırakıp herkesin kendine en yakın olan tarafta birleşmesine yol açar. Dolayısıyla kimin küskünü çoksa ona yarar. Bir enerji getirir, bir silkinişe yol açar, bir heyecan doğurur. Ana muhalefet partisinin sokak hareketlerinden bir mağdur ve bir kahraman çıkmaz. CHP bu işte kısa sürede havlu atar, pes eder.
Bir de kutuplaşmada her gün yeni bir heyecan, enerji olmalıdır; yılmamak istersiniz. Bunun için de elinizde her güne ayrı bir malzeme olması lazım. “İyi türkü kırk gün çığırılır” diye bir söz var Yozgat’ta… Ekrem İmamoğlu türküsü heyecanını ve gündemini kaybetti gibi.
Seçimlere 3 yıl var… Ohooo, kim öle kim kala derler Yozgat’ta.
Bir de kutuplaşmayı derinleştirmek için boykot edilecek markalar açıklandı CHP yetkilileri tarafından… Siyasette bükemediğin bileği, ülkenin değerlerini boykot etmek suretiyle yapmaya çalışmak kesinlikle ters teper. Kendi ülkenin değerlerini ağzına almak, siyaseten belden aşağı vurmaktır…