Yozgat’ımızda kavurucu sıcaklar her geçen gün biraz daha artıyor, insanlarımızı bunaltıyor. Biz Yozgatlılar olarak serin ve soğuk havaya daha alışkın olduğumuzdan bunaltıcı sıcakları sevmiyoruz. Ancak bu sıcaklardan daha yakıcı bir gerçek var ki, o da ülkemizin dört bir yanında çıkan orman yangınları, sadece ağaçları değil, içimizde, yüreğimizde ve geleceğimiz de yakıyor.
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de çıkan orman yangını, hepimizi yasa boğdu. Görev başında hayatını kaybeden kahraman orman personellerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Onlar görevlerini canla başla yerine getirirken şehit oldular. Rabbim mekanlarını cennet eylesin.
Orman yangınları sadece ağaçları değil, orada yaşayan binlerce canlıyı da yok ediyor. Yangının ortasında kalan bir serçenin, bir sincabın, bir kaplumbağanın kaçacak yeri kalmıyor. Deyim yerindeyse; ne kuş kanat çırpabiliyor ne de tavşan koşabiliyor. Alevler önüne çıkan her şeyi yakıp geçiyor, bizlerde Yozgat’tan izlemekle kalıyoruz.
Yozgat’ımızda da risk her geçen gün artıyor. Özellikle ormanlık alanların bulunduğu Akdağmadeni, Aydıncık, Çekerek ve Saraykent bölgelerimizde dikkatli olunması gerektiği Valimiz Sayın Mehmet Ali Özkan tarafından sık sık dile getiriliyor. Allah razı olsun, hem Valimiz hem de ilgili tüm kurumlarımız canla başla mücadele ediyor, vatandaşları uyarıyor. Ama iş sadece devletin değil, hepimizin sorumluluğundadır.
Son günlerde şehir merkezinde, mahalle aralarında çıkan yangınlar bile tehlikenin ne kadar kapımızda olduğunu gösteriyor. İtfaiye ekipleri, zamanla yarışarak bu yangınlara müdahale ediyor. Ancak her zaman dikkat etmemiz ve yangın çıkmadan önlem almamız gerekiyor. Bir anlık dikkatsizlik, yılların emeğini, doğanın binlerce yıllık dengesini bir çırpıda yok edebilir.
Buradan tüm ailelere özellikle seslenmek istiyorum; çocuklarımızı bu konuda bilinçlendirelim. Kibritle, çakmakla, yangın çıkarabilecek malzemelerle oyun oynanmasına kesinlikle müsaade etmeyelim. Piknik alanlarında ateş yakmak, izmarit atmak, cam şişe bırakmak küçük bir kıvılcıma ve büyük felaketlere dönüşebilir.
Ormanlarımız bizim ortak mirasımız geleceğimizdir. Onları korumak, sadece devlete bırakılacak bir görev değildir. Bu aynı zamanda insani ve vicdani bir sorumluluktur.
Bugün ülkemiz, deyim yerindeyse yangınlarla sınanıyor. Gözümüz kulağımız her an yeni bir yangın haberiyle çınlıyor. Yozgat olarak biz de nasibimizi almadan önlemimizi almalı, her vatandaşımızla bu konuda seferber olmalıyız. Uyanık ve uyarıcı olmalıyız.