İnsanın sahip olduğu en önemli iki yetenek, akıl ve özgürlüktür. Kişi, insanlığını akıl ve özgürlük sayesinde gerçekleştirir. Aklın olmadığı yerde özgürlük, özgürlüğün olmadığı yerde akıl yoktur. Birinin varlığı, diğerinin varlığını zorunlu kılmaktadır. İnsan, hayatında akla ve özgürlüğe sahip olmak zorundadır. Akıl ve özgürlük sayesinde kişi nefes almakta, düşüncesi, duyguları ve davranışları gelişmektedir.
Kişi, başkasının aklıyla düşünemez, duygulanamaz ve davranamaz. Aklını başkalarının çıkarları için kiraya verenler, aslında başkaları tarafından kullanılan köle olmayı kabul etmişlerdir. İnsanın özgür olması, kendi aklını kendisinin kullanmasını gerektirir. Aklının efendisi olmayanlar, başkalarının kölesi olurlar.
Akıl ve özgürlük sayesinde felsefe yapılmakta, bilim üretilmekte, sanatsal faaliyetler gerçekleştirilmektedir; ahlaklı bir hayat sürülebilmekte ve maneviyat tecrübe edilmektedir. İnsanın bütün tecrübeleri, yapıtları ve kazanımları, aklın ve özgürlüğün meyveleridir. Akıl ve özgürlük sayesinde insan hayatı çeşitli, coşkulu, renkli ve yaratıcı olmaktadır. İnsani çeşitliliğin sürmesi, korunması ve gelişmesi için akıl ve özgürlüğe ihtiyaç vardır. İnsanın aklını atıl hale getirmesi, aslında insanlığına ait her şeyi atıl hale getirmesi anlamına gelmektedir. İnsanın su ve hava kadar ihtiyaç duyduğu şey, faal ve özgür akıldır.
İnsanın hayattaki en hakiki rehberi aklıdır. Başka insanlara, yapılara, kurumlara ve kaynaklara atfedilen sahte ve yapay rehberliğe kanmak, insanı bataklığa ve çürümeye sürüklemektedir. Akıl ve özgürlük sayesinde kişinin olgunlaşması ve gelişmiş bir hayat sürmesi mümkündür. Akıl ve özgürlükten yoksun olmak, insanın çocuksu, donuk, düşsüz, duygusuz ve düşüncesiz bir şekilde hayatını harcamasına neden olmaktadır.
İnsanın özgürce aklını kullanarak kendi adına karar vermesi gerekmektedir. Hiç kimsenin bizim hayatımız hakkında karar verme hakkı ve imtiyazı yoktur. Allah Teâlâ, kimseyi hayatımızı yönetmek üzere üstümüze kayyum olarak atamamıştır. Hayatımız, aklımız ve kişiliğimiz üzerinde ideolojiler, inançlar, kimlikler ve hurafeler adına tahakküm kurmak isteyenler despotlardır. Aklını kullanmak ve özgür olmak konusunda insanın çekingen davranmaması, akıl ve özgürlükten utanmaması gerekmektedir. Özgür ve aktif bir şekilde aklın kullanımı için kişinin yaratıcı, cesur ve ahlaklı olması gerekir.
Ahlakın, bilimin, sanatın ve felsefenin temeli akıl ve özgürlüktür. Aklı olmayanın dini dahi yoktur. Akıl, kim tarafından söylenirse söylensin, söylenilenleri doğru kabul etmek zorunda değildir. Hiç kimse, söylediklerini mutlak doğru diye akla dayatamaz. Akıl, bütün bilgileri, sözleri, değerleri, inançları, ideolojileri ve kalıpları sorgulamalı, eleştirmeli ve yenilikler ortaya koymalıdır. Aklın önünde herkes sorgulanmayı kabul etmelidir. “Akıl beni sorgulamasın ve ben akıl faaliyetinin dışındayım” demek, aslında yapaylık, çürümüşlük ve tükenmişlik anlamına gelmektedir.
İnsan gassalın elindeki meyyit gibi olamaz…
Gözümün içine bakın, ne demek istediğimi anlarsınız… duruşunda olamaz.
İnsan aktif, faal, canlı ve her gün tazelenen, her gün yeni şeyler öğrenen bir varlıktır.