Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan 81 il barosuna tepki
akdirde burada yeni bir düzenleme yaparak vatandaşlarımızın memnun olacağı, avukatlarımızın da ‘Allah razı olsun’ diyeceği bir uygulamayı hayata geçirmekte tereddüt etmeyiz.”dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Siyasi hesaplaşma ruhuyla hareket edildiği takdirde burada yeni bir düzenleme yaparak vatandaşlarımızın memnun olacağı, avukatlarımızın da ‘Allah razı olsun’ diyeceği bir uygulamayı hayata geçirmekte tereddüt etmeyiz.”dedi.
Bakan Bozdağ, Adana’nın Kozan ilçesinde Adalet Sarayı Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, Kozan için ve Türkiye için hayırlı ve yararlı olduğuna inandıkları Kozan Adalet Sarayı’nın temelini birlikte attıklarını ifade ederek, bu güzelliğe birlikte şahitlik ettiklerini belirtti.
Bozdağ, “Türkiye’de baroları siyasi mücadelenin parçası haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Barolar Birliği eğer siyasi parti gibi davranır, siyasi partilerin parçası müştemilatı veya ne bileyim bir kısmı gibi hareket etmeye kalkarlarsa o zaman bizden baro muamelesi beklemesinler.” ifadelerini kullandı.
Bakan Bozdağ, “Geçen de barolar hep bir araya gelmişler, imza atmışlar, boykot yapacaklarmış, falan filan yapacaklarmış. Ben bilmiyorum, avukatların işi, kanunlara uymak, hakimlerin, savcıların, kanunlara uygun karar vermeleri için onlara yardımcı olmak, vatandaşların hak aramalarında ve kendilerini müdafaa etmelerinde onlara hukuki yardımda bulunmak değil mi? Kanunsuz bir talepte bulunabilirler mi? ‘Kanuna aykırı davranın’ diyebilirler mi? Bir avukat diyemez ama bakın 81 baro ‘Adalet Bakanı kanuna, mevzuata uygun davrandı’ diye bildiri yayınlıyorlar, ‘Efendim CMK görevlendirmesi yapmayacaklarmış, yavaşlatacaklarmış. Efendim adım atmazlarsa 3 gün bilmem CMK’ya görevlendirme yapmayacaklarmış’ gibi açıklamalar yapıyorlar. Buradan net söylüyorum, Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Adalet Bakanıyım. Kanunlara uymak benim birinci ve asli görevimdir. Mevzuata uygun davranmak benim birinci asli görevimdir. Değil 81 baro, herkes imza atsa benden kanuna aykırı bir davranış konusunda adım atmamı kimse bekleyemez. Böyle bir şey olur mu? Ayrıca şunu da ifade etmek isterim, Türkiye’de baroları siyasi mücadelenin parçası haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Barolar Birliği eğer siyasi parti gibi davranır, siyasi partilerin parçası, müştemilatı veya ne bileyim bir kısmı gibi hareket etmeye kalkarlarsa o zaman bizden baro muamelesi beklemesinler. Biz de onlara siyasi parti gibi bakarız. Kusura bakmasınlar. Herkes işini yapacak, herkes vazifesini yapacak. Bakın ben sizin sayenizde vekilim, parlamentoda görevlerim oldu, bakanlık yaptım. Pek çok baro başkanları geçti. Emin olun yaptıkları siyaseti genel başkanlar dahi yapmıyorlar. Ya bu avukatların derdi yok mu? Sorunları yok mu? İhtiyaçları yok mu? Aileleri yok mu? Orada çalışanların dertleri yok mu? Benim Adalet Komisyonunda da, Bakanlıkta da, Grupta da görevlerim oldu. Siyasi konuşmalar yapmak için, metin yazmak için kafa kafaya verip oturacağınıza, bu meseleleri çözmek için uğraşsalardı bugün avukatlarımızın durumu bundan bin kat daha iyi olurdu. Toplam 20 yılı aşkın süredir AK Parti iktidarda bize 2 baro başkanımız döneminde olumlu bir çalışma imkanı doğdu. Toplam 20 tane ziyaretleri yok. Sonra da dönüyorlar ‘Hükümet yapmıyor, hükümet yapmıyor.’ Ya niye yapmayalım biz? Şimdi Adli Yıl Açılış konuşmasında avukatların hukukuna ilişkin yapacaklarını kim söyledi? Barolar Birliği Başkanı mı söyledi? Türkiye’nin Cumhurbaşkanı mı söyledi? Niye orada söylemiyorsunuz? ‘Bizim şeylerimiz şu.’ Söylemiyorlar. Siyasi eleştiri. Avukatların derdi yok mu kardeşim? Şimdi de ‘Kanuna aykırı bir iş yapmadık’ diye protesto yapacaklarmış. İstediğiniz kadar eylem yapın, istediğiniz kadar protesto yapın, biz mevzuata uygun yapacağız ve yaptığımız düzenlemede de baroları değil avukatlarımızı ve mağdur vatandaşlarımızı düşünerek bu düzenlemeleri yapacağız. Baroların siyasi hesaplarına avukat meslektaşlarımızın ve hukuki yardıma ihtiyacı olan darda ve zorda olan vatandaşlarımızın kurban edilmesine asla izin vermeyiz. Eğer bu konularda vatandaşları ve avukatları bahane ederek siyasi hesaplaşma ruhuyla hareket edildiği takdirde şunu çok net söylüyorum, burada yeni bir düzenleme yaparak bu konuda Türkiye’de vatandaşlarımızın memnun olacağı avukatlarımızın da ‘Allah razı olsun’ diyeceği yeni bir uygulamayı hayata geçirmekte tereddüt etmeyiz. Kusura bakmasınlar. Bu memlekette, eylemle, hukuk yürümez. Benim bildiğim eylem işi kimin işidir? Hukuk yolunda, meşru yolda, hak arama yolları kapandı mı? Adalet Bakanlığı’ndan randevu istediniz, vermedi mi? Derdinizi anlattınız, dinlemedi mi? Meramınızı söylediniz, gereği yerine gelmedi mi? Kanun imkan veriyor da dediği yapılmadı mı? Var mı öyle bir şey? Yok. Daha oturmadan, konuşmadan, ‘eylem eylem’ diye. Buyurun yapın eylemlerinizi. Biz yolumuza milletimizin ve avukat meslektaşlarımızın hak ve hukukunu koruyarak devam edeceğiz.
Siyasete, ideolojik kavgaya, baroları alet etmenin bedelini en fazla Türkiye’de benim avukat meslektaşlarım ödedi. Sadece tabelalarda parti adı yazmıyor. Böyle şey olur mu? Meslek örgütüysek mesleğinin temsil ettiğimiz insanların hak ve hukukunu bilecek ve onları temsil edeceğiz, onları müdafaa edeceğiz. Türkiye’de sadece barolarda değil bu. Tabipler Birliği’nin derdi de başka. Öte yandan efendim diğer bazı birliklerin derdi de bambaşka. Kendi meslek mensuplarının haklarını, hukuklarını aramak yerine Türkiye’de siyaset yapmaya, iktidar devirmeye, kendi bildikleri ideolojilere değirmenine su taşımaya devam ediyorlar. O zaman sizi meslek mensuplarınızın hakkını kim savunuyor? Onların derdini kim dile getiriyor? Ben duymadım Tabipler Birliği kaç defa doktorların hakkını hukukunu getiriyor? Efendim sadece zaman zaman hükümet karar alıyor, hekimlere zam yapacak, şunu yapacak, ‘zam gecikti’ diye protesto yapıyorlar. Ya doktorların başka derdi yok mu kardeşim? Neredesiniz? Yok. Ama bir terörist söz konusu olduğu zaman bir terör eylemi söz konusu olduğu zaman herkes ayakta. Ya doktorlar söz konusu olduğu zaman siz neredesiniz? Ben bu vesileyle meslek örgütlerimizin meslek sınırları içerisinde görevlerini yapması, temsil ettikleri meslek mensuplarının hak ve hukukunu koruması onların vazifelerinin gereği olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bırakın siyaseti, siyasetçiler yapsın. Sizin sevdiğiniz siyaseti yapan genel başkanlar var. Sayın Kılıçdaroğlu yapıyor. Diğerleri yapıyor. Beğenmiyorsanız gidin genel başkanlığa aday olun. Ama bırakın meslek örgütleri, meslek örgütlerinin hak ve hukukunu koruyan adımlar atsın.” diye konuştu.