Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli ile birlikte ortaya koydukları cesaret ve şecaat, meyvelerini vermeye başladı.
Öncelikle FETÖ’den kurtulan, şimdi ise “Terörsüz Türkiye” mottosuyla yoluna devam eden ülkemiz; siyasi ve ekonomik açıdan yeni bir döneme adım atmaktadır. Bu çalışmaların, Türkiye’yi dünyada bir üst lige taşıma hedefine katkı sağlayacağı açıktır.
PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Yeni dönemde, ülkenin siyasi odağında daha kapsayıcı ve yapıcı politikalar öncelik kazanacak; güvenlik odaklı siyasetin yerini, ekonomik kalkınma, sosyal barış, diyalog ve uzlaşma merkezli bir yaklaşım alacaktır.
Türkiye’nin, terörün kendisine yüklediği ağır yüke veda etmesiyle birlikte sahip olduğu potansiyel sayesinde hem bölgesel hem de küresel düzeyde daha güçlü bir aktör haline gelmesi öngörülmektedir. Komşu ülkelerle ilişkilerin normalleşeceği, bölge ülkeleriyle iş birliğinin artacağı ve yıllarca ertelenen büyük enerji ve ticaret projelerinin hayata geçeceği bir sürece girilmektedir.
Kendisine karşı yıllarca siyasi malzeme olarak kullanılan sorunların azalması, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi etki alanını genişletecektir. Geçmişte yaşanan terör olayları nedeniyle olumsuz etkilenen ülke imajı, bu yeni süreçle birlikte olumlu yönde dönüşecek; yatırımcılar açısından kritik öneme sahip olan “istikrarlı ve güvenli ülke” algısı güç kazanacaktır.
Özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinde dikkate aldığı “ülke güvenliği ve istikrarı” kriterleri, Türkiye’nin kredi notuna da olumlu yansıyacaktır. Bu durum, Türkiye’nin daha yüksek derecelendirme notlarına ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
Terörsüz bir ülkede, geleceğe dair umutlar da artacaktır. Türkiye, en önemli sermayelerinden biri olan beşerî sermayesini yerinde değerlendirme imkânı bulacaktır. Nitelikli iş gücünün yurt dışına göç etme eğilimi azalacak, aksine yurt dışındaki nitelikli insan kaynağının ülkeye dönme eğilimi artacaktır.
Bu konuda sağlanacak destek ve teşvikler, bu dönüşü sürecini hızlandıracaktır. En önemlisi de Türkiye, “ülkeden gidilmeyen bir yer” algısını yıkarak, “kalınabilir bir ülke” olduğunu bir kez daha gösterecektir.
Şu anda gerçekleşme sürecinde olan bu dönüşüm, Türkiye’de toplumsal huzuru sağlamanın yanı sıra, uluslararası alandaki konumunu da daha da güçlendirecektir.
En önemlisi ise bu yeni süreç, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınma alanında gerçek potansiyelini ortaya çıkarması için tarihi bir fırsat sunmaktadır.
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Selametle.