Araba yarışından bahsetmiyorum tabi ki;
Doğduğumuz günden itibaren öylesine bir yarış içerindeyiz ki;
Ölünceye kadar bitmeyecek cinsten.
Hayata gözlerimizi açtıktan itibaren, emeklemekle, yürümekle, yemekle, içmekle, yatmakla, uyumakla, gezmekle, tozmakla, okul hayatıyla, iş hayatıyla, sporla, sosyal hayatla, bir yarışın ortasında kendimizi bulduk.
Günümüzde bu yarış öylesine acımasız şiddetli ve kırıcı incitici şekilde devam ediyor ki demeyin gitsin.
Toplumdaki gelişmeleri yakından takip eden birisi olarak, etrafımızda cereyan eden hadiselere, insanların yaklaşımına baktığım zaman, kendisinin başına bir iş geldiği zaman, herkes yanında yakınında yöresinde eşini dostunu tarafını etrafını görmek istiyor.
Başkasının başına bir iş geldiği zaman, o işin lafını sözünü dedikodusunu magazinini yapıp, sadece sohbet konusu halinde olayı değerlendiriyoruz.
İnsan sosyal bir varlıktır. İnsanlar bir arada yaşar, birlikte yer içer oturur kalkar hayatı zamanı paylaşırlar
Kendi başımıza bir işin geldiğinde eğer etrafımızda eş dost görmek istiyor isek, başkalarının başına bir iş gelince insani İslami ahlaki bir duruş sergileyip elimizi uzatıp yardımcı olmayı hayatımızın vazgeçilmezi yapmalıyız.
Yozgat’ta ticaret hayatında, siyaset hayatında, öylesine insanlar birbirlerine ihtiyaç duyuyorlar ki gözüne bakarak yardım istiyor. Vücut hareketleriyle eliyle koluyla kendisine yardımcı olunmasını bekliyor. Ama maalesef diliyle söyleyemiyor.
“Eskiler buna hem kel hem fodul” derlerdi.
İçerisinde insani tavır ve davranışların iyiliklerin güzelliklerin faydalı davranışların olmadığı işlerde bereket olmaz.
İki kişi arasındaki herhangi bir problemi sorunu ortadan kaldırmak, yardımcı olmak, arayı yapmak, aracı olmak, nafile namaz kılmaktan üstündür.
Toplumsal yarış insanımıza öyle bir hale öyle bir şekle öyle bir davranış biçimine evirdi çevirdi ki;
Hayatın merkezine kendimizi koyduk, egolarımızı koyduk bencilliğimizi koyduk sadece toplumu kendimizden ibaret saydık ve yukarıda anlatmaya çalıştım büyük bir boşluğa düştük.
Zaman o kadar hızlı ilerliyor ki, günler haftalar aylar yılları kovalıyor ve insanlar maalesef içerisinden geçtikleri zamanı kadrini kıymetini bilemiyorlar
Zamanı, hayatı popüler kültürden uzak hamaset ten uzak bireysellikten uzak ben, ben, ben demekten uzaklaşıp, biz demeyi öğrenemezsek, yapamazsak inanın top yükün bu yalnızlığın acısını daha çok çekeriz.
Akıllı olan aklının hayrını göremez.
Paralı olan parasının hayrını göremez.
Makam mevki sahibi olan makamının hayrını göremez
benden söylemesi..!