İnsan doğduğu, büyüdüğü yeri ya da nüfus kütüğünün bağlı olduğu memleketini çok sever ve hiçbir zaman unutmaz, girdiği ortamlarda da bunu dile getirir.
Tanımadığınız bir kişi ile kısa bir sohbet yapsanız nereli olduğunu memleketini sorarsınız. Aynı memleketli olduğunuzu veya komşu illerden biri dahi olduğunu öğrenirseniz ona biraz daha fazla ilgi göstermeye çalışırsınız.
Sevginin ölçüsü yoktur. Memleket sevgisinde de kim daha fazla seviyor, kim daha az seviyor görsel olarak ispatlamak mümkün değildir. Özellikle sosyal medyada insanlarımız “Yozgat’ı daha çok seviyorum” diye paylaşımlarıyla neredeyse sevgilerini yarıştırıyor.
İnsanlar tabi ki sevgilerini göstermeye çalışır, bunda da bir sorun yok. Ancak ekonomik durumu çok iyi olan, yatırım gücü olan insanlar, memleketine yatırım yaparak, istihdam alanı oluşturarak, hemşehrilerine iş imkanı sunarak bu sevgisini gösterebilir. Ya da bir kurumda yetki gücü olan insanlar bu gücünü kendi memleketine pozitif ayrımcılık yaprakta gösterebilir.
İlimizdeki kurumların birçoğunda Yozgatlı olmayan yöneticiler var. Bu yöneticilerimiz de ekmeğini yediği suyunu içtiği memleketimize en iyi hizmeti sunma gayretinde olduklarına inanıyorum.
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar da ilimizde görev yapan bürokratlardan biridir. Göreve geldiği günden itibaren üniversiteye ve dolayısıyla Yozgat’a en iyi hizmeti vermek için bir Yozgatlı gibi Yozgat sevdalısı olarak çalıştığını görüyorum. Üniversitede öğrencilere en iyi eğitimi sunma gayretinin yanında Yozgat halkına yönelik de çalışmalar yapıyor.
Göreve geldiğinde öncelikli olarak Üniversite Hastanesi’nin doktor eksiğini tamamlamak için çalışmalara başladı. Ardından acil servisin bakım onarımı ve ek bina çalışmalarına girdi. Diş hastanesini faaliyete geçirdi. Rektörlük olarak kullanılan eski Cumhuriyet İlkokulu’nu halkın hizmetine sundu, bunun yanında birçok hizmeti de yapmaya devam ediyor.
Son yaptığımız sohbette Yozgat Markası oluşturma adına çalışma başlattıklarını anlattı. Yozgat’ın tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerine değer kazandırılması üzerine kafa yoruyor.
“Yozgat Markası ve İtibar Çalışması” adında çalışma başlattıklarını söyleyerek, bu konuda başta gazeteciler, il yöneticileri ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarından destek istemişti. “Birlikten güç doğar” sözünden hareketle herkesin elini taşın altına koymasını istiyor. Bende aynı Rektörümüz gibi düşünüyor, Yozgat’ın başta termal sularının çıkarılması, Türkiye’nin ilk milli parkı olan Çamlık Milli Parkı’na gelen bir misafirin zamanını dolu dolu geçirebileceği donatıların oluşturulması, Akdağmadeni ormanları, Kazankaya Kanyonu’nun tercih edilen alanlar haline getirilmesi gerekir. Çekerek’te bir ay gibi sürede olsa Lavanta adası Temmuz, Ağustos aylarında nasıl ilgi odağı oluyorsa, bu gibi alanların değerini artıracak çalışmalar yapılarak cazibe merkezi haline getirmemiz elzem teşkil ediyor. Avanos’ta sallanan köprü günlük binlerce kişiyi ağırlıyor, Yozgat’ta da sallanan bir köprü yapılması o kadar zor olmamalı diye düşünüyorum.
Bu nedenle tüm kurum müdürlerimizden kurumlarıyla ilgili bir fark oluşturacak, proje üretmesini, çalışma yapmasını bir Yozgatlı olarak bekliyorum.