Üç maymunu oynayanlar;

Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun sembolü, ülkemizde “Üç maymunu oynamak” diye bilinir. Gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı temsil eder.

Kökeni ise “Görmezsek, işitmezsek, konuşmazsak, şeytan da bize dokunmaz, işimize karışmaz.” şeklinde özetlenebilecek bir düşünceye dayanır.

Dini literatürde ise şu ifadelerle yer alır:
“Ağızları var konuşmazlar,
Kulakları var duymazlar,
Gözleri var görmezler.”

Öyle bir zamanda ve toplumda yaşıyoruz ki, yukarıda tarif ettiğim mottoyu oynayan o kadar çok insan var ki…! Demeyin gitsin.

Siyasette, ticarette, sosyal hayatta, aile yaşamında, STK’larda görev yapan insanların birçoğu bu nitelemelerin tam ortasında davranışlar sergiliyor. Aynı organizasyonda görev yapanların bir kısmı yükü çekiyor, zahmeti sırtlanıyor, fedakârlıkta sınır tanımıyor; malını, mülkünü, çoluğunun çocuğunun rızkını yediriyor, içiriyor.

Bazıları da oh ne güzel hayat! Elini sıcaktan soğuğa dokundurmadan, bir eli yağda bir eli balda, zahmette yok ama rahmetin tam ortasında yer alıyor.

İş yapan, mesai tüketenlerde bir sorun, bir kabahat olunca… İşte tam da bu sırada üç maymunu oynuyorlar.
“Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben de bu konuyu yeni duydum. Allah Allah, demek öyle mi olmuş?” diyerek zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar.

Yahu kardeşim, sen o organizasyonun içinde yer almak için kırk takla attın ya…
Şimdi neden suya sabuna dokunmuyorsun?
“Üç maymunu oynuyorsun” diyen mevkidaşına da:
“Vallahi ben bu saatten sonra üzerime hiçbir şey yapıştıramam” diyerek topu taca atıyorlar…

Toplantıda konuşmazsın,
Herhangi bir teklifin, önerin yok,
Hiçbir konuda fikrin yok…
Kravatı tak, tıraşı ol, takım elbiseyi giy, ortalıkta fink at ama iş zora gelince hemencecik kaybol…

Belki sen şark kurnazlığıyla “Ben yaptım oldu” diyebilirsin ama unutma ki Allah’ın bir adaleti var. Kimsenin hakkı kimsede kalmaz.

Yukarıdaki anlatımımla herhangi bir kişiyi zemmetmiyorum.
Birçok yerde gördüğüm, yaşadığım bir gerçeği yazıyorum.

İyi, güzel, olumlu, faydalı, toplumda beğenilen bir iş ya da konu varsa en ön safta yer alıyorlar. Herhangi bir açıklama, karşılama, yemek, basınla buluşma, kurdele kesme, fotoğraf verme gibi işlerde müthiş maharetli ve yetenekli bu tipler…

Lafı, sözü uzatacak değilim.
Sizler arif insanlarsınız, konuyu anladınız.

Sonuç olarak, bir sokak deyimiyle bitiriyorum:

“Zor ve sıkıntılı günlerimizde üç maymunu oynayanlara, iyi günümüzde sirk kurmak boynumuza borç olsun.”

Selametle.