Yozgat’ta meşhur bir cümle çok sık tekrar edilir:
“Dayak bile nasip ile yenir.”
Elbette kimsenin böyle bir şeye maruz kalmasını istemem. Kullandığım cümlenin yazdığım yazıların ahengine ve ağırlığına uymadığını bilerek yazdım. Sebebi; ben, “Yozgat ağzı” denilen veciz cümlelerin unutulmamasını istiyorum.
Neyse, konumuz nasip…
İnsanoğlu, Allah’ın kendisine taksim ve takdir ettiği ne varsa, onları arayacak, bulacak; yiyecek, içecek; nasibinde ne varsa onu yaşayacak, alacak, onunla karşılaşacak ve hayat nasip üzerine devam edecek.
Hiç kimse, kimsenin nasibini yiyemez.
Nasip öylesine ulvî ve yüksek bir değerdir ki, onu ancak inanan ve iman edenlere anlatabilirim.
Anne-baba seni dünyaya getirir ama senin nasibini belirleyemez. Onu ilahi kudret belirler.
Sana nasip olacak olana dünya âlem karşında olsa, o nasip gelip seni bulur.
Sana nasip olmayana ise, tüm dünya yanında destekçin olsa ulaşamazsın.
İnsan iki şeye gıpta etmelidir, imrenmelidir:
Onun dışında ne yaparsan yap, nasipten ötesi olmaz.
İnsanlar birbirlerinden etkilenir ve birbirlerini kıskanırlar.
Bazı insanların tecrübeleri fazla olur; hayatın bütün cilvelerini yaşamış olurlar.
Başlarından geçenleri anlatmayı iyi becerirler, ben de onları dinlemeyi severim.
Kimi dinlersem dinleyeyim, anlattıklarının sonucu nasibe dayanır.
Elde ettiği veya edemediği ne varsa, nasip konusuna dahildir.
“Nasihatten nasibini almak” diye bir düşünce tasavvuru vardır.
Herkes heybesinin aldığı kadarını doldurur.
Heybenin altı delikse, insanda bir şey kalmaz.
İnsanoğlu her şeyi öğretmeninden veya kitaplardan öğrenemez.
Bazı şeyler vardır ki, hiçbir kitapta yer almaz.
Kitap yazılmasına ilham kaynağı olan şeyler vardır.
Nasihatten nasiplenmek kolay değildir.
Kuru nasihatler de bayabilir insanı.
Söz ile değil, yaşantısıyla örnek olan; ilim, irfan ve ahlâk sahibi erdemli insanlar, insanları iyi yolda koştururlar.
Yolda olanlar, henüz adım atmamış olanlardan ileridedir.
Işık hızıyla, kahramanı rûy-ı zemindeki en âlâ köşke taşıyan kudretin zaman ve mekândan münezzeh olması, yormaz insanı.
Dinlemek iyidir.
Bana iyi geliyor, hem de ilaç gibi.
Hep konuşmak zorunda değiliz ki…
Susma sanatını sevgiyle yoğurmak, ne güzel…
Çınar altında, gurubun rengini seyrederek şu nasihatleri dinlemek, iyi gelir her insana:
Örnekler verelim!
Bu yazıyı yazmak nasip oldu. Yazacağımı yazdım.
Allahü Teâlâ’nın bize verdiği nasibimize razıyım.
Elhamdülillah.