Altmışlı yıllarda İstanbul’da sülün Osman vapurları sattı, Galata Kulesi’ni sattı, Topkapı Sarayı’nı sattı, Gülhane parkını sattı, tramvayları sattı, belediye otobüslerini sattı, buna inanan, satın alan, para ödeyen, pazarlık yapan, varını yoğunu, bu işe yatıran onlarca insan oldu..
Ülkemizde yetmişli yılların sonunda 80’lerin başında bankerler türedi. Yüksek faiz hızlı para kazanmak çabuk zengin olmak isteyenler kuyruğa girdiler para yatırdılar. 80’lerde hayali ihracatçılar vardı devleti dolandırdılar milyarlarca dolar para kazandılar
90’larda başbakanı dolandıran üçkâğıtçı, film, fırıldak insanlar türedi. Gazeteler manşet yaptı bunları da gördük.
2000’lerde dolara marka yüksek kar vadi sözü veren mantar gibi şirketler türedi. Binlerce insan inandı, güvendi paralarını götürdü yatırdı ve sonuçta büyük hüsran yaşadılar.
Hortumcular diye adlandırılan devletten, devlet bankalarından çok ucuz kredi alan ve bir daha ödemeyen yurtdışına kaçan insanlar şirketler holdingler vardı
Günümüzde Tost diye bir yatırım aracı çıktı, kısa günde çabuk zengin olmak isteyenler çok büyük oranda para yatırdılar ve sonuç hüsran oldu.
Şimdi cep telefonu uygulamalarla; bahis siteleri, kumar siteleri, günlük yüksek miktarda para kazanmayı vaat eden sistemler oluştu. Buna inanan, güvenen, bu işin peşine düşen, çabuk zengin olayım diyen insanlar, çoluğunun çocuğunun rızkını manşetini buralara yatırdılar ve büyük zararlar yaşadılar.
Piyango at yarışları gibi kolay para kazanma hızlı para kazanma onlarca yıldır insanların kazançlarını birikimlerini heba ediyorlar
Bizim millet menfaati ticaret zannedip, kolay hızlı yüksek miktarda para kazanma hayalini her dönemde muhafaza etmektedir.
Eskiler derler ki tamahkârla, sahtekar kolay anlaşır.
Tamahkar elindeki malını mülkünü yüksek fiyata satsın, çekle, senetle, vadeli satış yapmış, geri dönüşü olmuş, olmamış onun için fark etmez.
Sahtekâr nasıl olsa para ödemeyecek, karşısındakini dolandıracak. Dolayısıyla aldığı malın fiyatı çok pahalıymış bunun bir önemi yok.
Günümüzde insanların sohbet konusu maalesef karşısındaki insanı kandırdığını kolay kazanç elde ettiğini marifet saydığı bunu bir uyanıklık, bir başarı gibi gördüğü gösterdiği dönemlerdeyiz.
Hırs insana her şeyi yaptırır.
Fırsatçılığı büyük bir ahlaki sorun olarak görmüyoruz maalesef.
Açgözlülük tamahkârlık insana hata üstüne hata yaptırıyor.
Özellikle gençler haz ve hız çağındalar.
Bütün hedefleri, mesaileri, düşünceleri, fikirleri zengin olmak, zengince yaşamak, lüks yaşamak, nereden nasıl geldiğinin hiçbir öneminin olmadığı paraya kavuşmak en büyük idealleri oldu.
Helal haram ver Allah’ım garip kulun yer Allah’ım hayat felsefesi oldu.
İnsanlarımız maalesef böylesine yanlış hayali ve hayret edilecek bir duruma düştüler.
Herhangi bir malı, eşyayı, ürünü, evi, arabayı ucuza almak, ucuza kapatmak önemli bir marifet sayılıyor.
Aynı evin içinde birbirinden haberi olmayan kimin ne aldığını ne sattığını nasıl kazandığını sorgulamayan hatta soramayan bir aile yapımız oluştu.
Hâlbuki insan hayatın her anında hangi yaşta olursa olsun kadın olsun erkek olsun genç olsun yaşlı olsun itidalli dengeli empati yapan
Yaptığı işte ahlaki sorumluluğu olduğunun bilincinde davranmalıdır.
Toplumsal sosyoloji son derece önemli bir bilim dalıdır. Yukarıda saymaya çalıştığım yanlışlıkları bizim eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, akrabamız, hısımımız, hemen hemen her gün yaşamaktadır.
Bu gidişata devletimizi yönetenler teknolojik imkanları hukuki imkanları devreye sokarak bir önlem almazlarsa gidişatımız hiç de iç açıcı değildir
Benden söylemesi