enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,7354
EURO
50,1810
ALTIN
5.940,48
BIST
11.324,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Az Bulutlu
6°C
Yozgat
6°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
8°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Hafif Yağmurlu
6°C
Pazartesi Çok Bulutlu
7°C

“Gol atmadan kazanamazsınız”

“Gol atmadan kazanamazsınız”
20.10.2025
A+
A-

İnsan, toplum içinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Kendine ait özel hayatı olduğu kadar, toplum hayatında da sosyal anlamda etkin olma, verimli olma, faal olma ve aktif olma mecburiyeti vardır.

Yaptığınız her işi, attığınız her adımı hesap ederek yapmak istersiniz; ama bazen öyle bir hale, öyle bir duruma, öyle bir noktaya gelirsiniz ki, başarı için, başarmak için, bütün yapıp ettikleriniz eksik kalır. O noktada, önünüzü görmeden, gözünüzü karartarak risk almanız gerekir.

Esasen insanoğlu, verdiği kararların birçoğunda sağını, solunu, önünü, arkasını hesap etmeden önce ateş eder, sonra nişan alır. Yani daha çok risk alır, daha az başarı elde eder.

Aile hayatınızda, ticari hayatınızda, siyasi hayatınızda vereceğiniz kararların önemli bir kısmı, risk alarak verdiğiniz kararlardır.
Yaşadığınız hayatta tecrübeleriniz, bilginiz, eğitiminiz ve içinde bulunduğunuz sosyal çevre; vereceğiniz kararlarda alacağınız riskin ölçüsünü de belirler.

Yozgat’tan Ankara’ya gidecekseniz ve aracı siz kullanıyorsanız, beraberinizdeki yolcuları selametle hedefe ulaştırmak için 220 kilometrelik yolda birçok riskle karşılaşmak durumundasınız. Bundan kaçamazsınız. Eğer kaçarsanız, oturduğunuz yerden hiçbir yere kıpırdayamaz, hareket edemez hale gelirsiniz.
Herhangi bir faaliyette bulunacaksanız, ne yaparsanız yapın; hayat risk almaktır.

Etrafımızda “Ne şiş yansın ne kebap sönsün, ne önden giderim ne arkadan giderim, ortada olayım, işlerimi idare ederim” diyen, renksiz, kokusuz, kimseye faydası olmayan insanlarla birlikte yaşadığımız da doğrudur.
Onların anlayışına, hareket tarzına müdahale edecek, “Yaptığın yanlış, doğrusu budur” diyecek halimiz yok.

Ama eğer bir iddia sahibiyseniz, bir hedefiniz varsa, vizyoner bir yapınız varsa; hedefinize ulaşabilmek için muhakkak, olmazsa olmaz bir şekilde risk almak mecburiyetindesiniz.

Siz boyunuzdan büyük işlere kalkışınca, toplum içinde size birçok yakıştırma da yapılır.
“Deli” diyen de olur, “veli” diyen de olur.

Yaptığınız işleri tribünden seyredip yalnızca lehte veya aleyhte yorum yapanlar da olur.
Ama siz, yolunuzdan sapmadan, hedefinize ulaşmak için elinizden geleni gücünüzün yettiğince  yapmakla mükellefsiniz.

Hayatınızın önemli bir kısmını geride bırakmışsanız, ellili yaşlarınızı aşmışsanız, toplumda zaten sizinle ilgili bir kanaat oluşmuş demektir.
Bu kanaat olumlu da olabilir, olumsuz da olabilir.
Bu yaşlardan sonra içinde bulunduğunuz dini, ahlaki, siyasi, sosyal durum; birlikte olduğunuz cemiyet, o insanların size yüklediği anlam ve karşılık, toplumdaki yerinizi belirler.

Bazı insanlar lokomotif olur, bazıları vagon.
Bazıları sır küpü olur, bazıları davulu yırtık.

Bazıları bardağın dolu tarafını görür, bazıları hep boş tarafına konuşur.
Bazıları birlikte oldukları faaliyet alanlarında, organizasyon şemasında kendilerine her geçen gün yükselen bir değer katar.
Bazıları ise siz gözünüzde büyüttükçe küçülür; çok özel anlamlar ve büyük beklentiler içine girdikçe kaybolup giderler.

İçinde bulunduğumuz toplum, taşları yerine oturtmayı bilir.
Hangi alanda nasıl bir insana ihtiyaç varsa, eninde sonunda su akar, mecrasını bulur.

Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay, iletişimin ve ulaşımın bu kadar gelişmiş olduğu bir dönemde, birazcık gayret etmek, birazcık hareket halinde olmak, toplumun beklentilerini karşılamaya yeter de artar bile.

Risk almaktan kastım; kırmak, dökmek, yapılanı inkar etmek asla değildir.
Her şeye kusur bulmak, herkesi kendinden daha aşağıda görmek de değildir.

İnsan olmanın asgari şartı, yaratılanı Yaradan’dan ötürü hoş görmektir.
Edepli, ahlaklı, toplumsal hassasiyeti olan insan; kamu yararına, memleket menfaatine veya içinde bulunduğu kurumun, kuruluşun faydasına olan işlerde risk almayı cana minnet bilir, bilmelidir.

Aklını, fikrini, cesaretini, gençliğini, cebindeki parasını saklamayı marifet bilen; kimseyle paylaşmayan, gurur ve kibir abidesi insanlara acıyorum.

Gelip geçici, konup göçürücü bu kısa dünya hayatında neyimiz var, neyimiz yoksa paylaşmak, bölüşmek insani bir değerdir.
Kimler geldi, kimler geçti bu yalan dünyadan…
Biz de yüz yıl sonra ne ismimiz ne cismimiz hatırlanmadan unutulacağız.

Yaşadığımız hayatta, arkamızdan toplumdan, ailemizden, eşimizden, dostumuzdan, akrabalarımızdan hayır dua almak istiyorsak; risk alarak, başarıyı hedefleyerek ve sonucunu Allah’tan bekleyerek bir hayatın içinde olmalıyız.

Hayatı bir futbol maçına benzetirsek;
sadece savunma hattını güçlü tutmak veya orta sahada top çevirmek kesinlikle bize yeterli olmayacaktır.
Hayatta da, futbol maçında olduğu gibi gol atmazsanız, hanenize puan yazdırmazsınız.

Selametle.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.