Yozgat, Türkiye’nin tam ortasında yer alan, tarım ve hayvancılığın ön planda olduğu, bunun yanında yeni yapılan organize sanayi bölgeleriyle gelişmek isteyen bir kent. Ne yazık ki ilimiz, özel sektör yatırımlarını yeterince çekememiş durumda; ancak yeni organize sanayi bölgeleriyle bu yatırımları almak için çaba sarf ediliyor.
Devlet, şehirde doğrudan fabrika yatırımı yapamadığı için özel sektör kadar hızlı bir gelişim sağlanamıyor. Buna rağmen devletin yaptığı yatırımlar, istihdama büyük katkı sunuyor. Bunların başında Şehir Hastanesi geliyor; memurlar hariç yaklaşık bin kişi burada istihdam ediliyor.
Yozgat’ta devlet yatırımları sadece hastane ile sınırlı değil. Üniversite, diş hastanesi, Diyanet Eğitim Merkezi, Adalet Eğitim Merkezi, Adli Tıp Kurumu, cezaevi ve en önemlisi havalimanı şehirdeki önemli yatırımlar arasında yer alıyor. Ancak bu yatırımların bazıları tartışma konusu oldu. Örneğin cezaevi eleştirildi; “Cezaevinden yatırım mı olur?” denildi. Oysa cezaevi Yozgat’a yapılmasa, başka bir ile yapılacaktı. Bu yatırım sayesinde 300-400 infaz koruma memuru ve bine yakın asker istihdam edilmiş oldu.
Sorun, yapılan yatırımların şehrin gelişimine katkısı açısından yeterince düşünülmeden, “ben yaptım oldu” mantığıyla planlanması. Örnekler de ortada:
Şehir Hastanesi planlanırken yerinin yanlış olduğunu bizler gazeteciler olarak dile getirdik. İhale yapılıp temeli atıldığında tepki gösterildi ama iş işten çoktan geçmişti. Şehir Stadyumu için de aynı durum yaşandı; stadyum yerinde kalsın dedik, yeni bir stadyum yapılmasını istedik. Eski stadyuma harcanak parayla rahatlıkla yeni bir stadyum yapılır diye görüş ve kamuoyunun bu yönde düşüncelerini dile getirdik. Ancak İhale yapılıp eski stadyum yıkılmaya başlayınca kamuoyundan tepki gösterildi ve yine iş işten geçmişti.
Şimdi yeni bir yatırım gündemde: yüzme havuzu ve spor kompleksi. Yapılacağı yerin Meslek Yüksek Okulu civarı olduğu konuşuluyor. Üniversitede yaklaşık 15 bin öğrenci bulunurken, havuz ve spor kompleksinin bu kadar ulaşımı zor bir bölgede planlanması, ciddi bir eksiklik olarak dikkat çekiyor. Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri, yüzme derslerine katılmak için otobüslerle fakülteden havuza gidip gelmek zorunda kalıyor. Oysa kompleks, üniversite öğrencilerinin rahatça ulaşabileceği bir alanda olsaydı hem kullanım oranı artacak hem de üniversitenin tercih edilme avantajına katkı sağlayacaktı.
Şehir Stadyumu yapılırken de benzer mazeretler öne sürülmüş; “Yer bulamadık, buraya yapıyoruz” denmişti. Umarım yüzme havuzu ve spor kompleksinde “yer bulamadığımız için buraya yapıyoruz” mazereti tekrar edilmez.
Bir yatırımın değeri yalnızca yapılmasıyla değil, insanlara faydalı olması ve şehre katma değer sağlamasıyla ölçülür. “Ben burayı uygun gördüm, arsamız buradaydı” demekten öte, planlamalar fayda ve kullanılabilirlik hesaba katılmalıdır. Yatırımların doğru yerde yapılması, Yozgat’ın gelişimi için büyük önem taşımaktadır.