“Aile çöküyor, herkes izliyor”

Toplumun özetini, düşüncesini, fikrini, yönünü ve anlayışını bilmek, anlamak ve takip etmek için her gün Müge Anlı ve Esra Erol izleyin derim sizlere.

Bana göre bizim yazdıklarımız, sizin okuduklarınız büyük bir zaman kaybına dönüştü. Yaşadığımız toplumda evlilikler kadar boşanmalar da arttı. Aile hayatı tarumar oldu.

Muhafazakâr, mütedeyyin ailelerin; hanımları, kızları tesettürlü ailelerin başına gelen özel hayata dair konuları anlamak ve bilmek için kadın programlarını izleyin, ne demek istediğimi anlarsınız.

Bu programlar reyting rekorları kırıyor. Bana göre Türkiye’nin en büyük gazetecileri ve televizyoncuları Müge Anlı ve Esra Erol hanımefendilerdir. Nasıl bir toplum olduğumuzu her gün gözümüzün içine sokuyorlar.

Ayrıca televizyonlarda bir başka dizi daha var, adı “Kızılcık Şerbeti”. Mutlaka onu da izleyin; izleyin ki muhafazakâr kesim ile seküler kesim yan yana geldiğinde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor, görün.

Dizide senaryo akıcı, sürükleyici; oyuncular mükemmel, efsane… Hele hele konu, harika ötesi.
Niye böyle söylediğimi seyrederseniz anlarsınız.

Detaylarına girmek istemem ama muhafazakâr zenginlerin kendilerini nasıl dağıttıklarının özetidir bu dizi.

Sokak, Kızılcık Şerbeti dizisine döndü. Fakirlikten gelen, “bir hırka bir lokma” diyerek hayata başlayan; daha sonra herhangi bir sebeple zenginliğe kavuşanların hâlini hep birlikte görüyor, gözlemliyoruz.

Seküler ve muhafazakâr Fatih ile Doğa’nın evliliğine dair çok ilginç sahneler izliyoruz. Dizide herkes birbirine giriyor; dini tınılar eşliğinde ihanet, yalan, iftira, kumpas, belden aşağı rezaletler, ahlaksızlıklar gırla gidiyor.

Mesela dini bütün kayınpeder, seküler dünürleriyle yasak aşk yaşamaya başlıyor. Abi, şirketinde kadın personel bile çalıştırmayan Abdullah Bey, neredeyse kızı yaşındaki fingirdek seküler baldızı yatağa atıyor; garsoniyer tutuyor, gayrimeşru çocuk peydahlıyor. Muhafazakâr eşi Pembe Hanım’la 40 yıllık evliliğine devam ediyor; herkesin bildiği bu rezalete rağmen sanki hiçbir şey olmamış gibi…

Bir de başka bir dizi var: “Kızıl Goncalar”. Burada da bir tarikat şeyhinin ve müritlerinin hayatı anlatılıyor. Onu da izlemenizi tavsiye ederim. Gerçi dizi bitti ama videolarını seyredin derim. Olan bitenler ağzınızı açık bırakacak, bundan eminim.

O dizinin de ayrıntısına girerek gerçek manada tasavvuf ehlini rencide etmek istemem.

Bu kadar film-fırıldak işlerini size niye anlattım biliyor musunuz?
Bu diziler günümüzün özetidir de ondan.

Aile Bakanlığı’na çağrımdır!

Sağına, soluna; Alevi’sine, Sünni’sine; liberaline, milliyetçisine, İslamcısına bakılmaksızın ahlaksız, ahlaksızdır.
Ahlaksızlar, hayasızlar, iffetsizler ve fuhşu yayanlar tek bir topluluktur.

Namuslu insanlar, namussuzlara karşı birlik olmalıdır.

Ve ilk iş olarak gençler bu bataklığa sürüklenmekten kurtarılmalıdır.
İkincisi, bu bataklığa düşmüş ama kurtulmak isteyenler kurtarılmalıdır.

Gitmediğiniz yer, dokunmadığınız gönül sizin değildir.