enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0498
EURO
48,5516
ALTIN
5.437,00
BIST
10.941,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Az Bulutlu
16°C
Yozgat
16°C
Az Bulutlu
Cumartesi Açık
17°C
Pazar Açık
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C
Salı Çok Bulutlu
16°C

İstişare ile Şüra’ya Değer Vermeli ve Meşvereti Anlamalıyız

İstişare ile Şüra’ya Değer Vermeli ve Meşvereti Anlamalıyız
25.08.2025
A+
A-

Şûra, bir düşünce, inanç ve dünya görüşünün temel ilkelerini muhafaza ederek varlık sahasına çıkması gereken bir olgudur. Meşveret ise; içinde var olunan kültürün temel kodlarını üzerinde taşıyan ve onu temsil liyakati kazanmış insanlar ile birlikte yapılması elzem olandır. Tabii ki farklı meşveretler söz konusu olduğunda da bu ilke geçerliliğini koruyacaktır. Hangi mesele üzerine şûra ve meşveret yapılacaksa, o mesele hakkında yeterlilik sahibi ve liyakat kesbetmiş kişiler ile yapılmalıdır ki olgu kendi gerçekliği içinde anlamlı bir zemine sahip olabilsin.

Şûra, istibdadın ve otoriter yönetimin aksine, çoğulu ve çoğunluğu dikkate alan bir bakışın eksende olduğu siyasal bir zemine göndermedir. İktidar eliyle yapılmış ve her yapılanı onaylayan bir şûra, “şûra” olma vasfını yitirir.

Şûra için temel şartlardan ilki bu yüzden sadakattir. Sadakat, sahip olunan kültür ve düşüncenin temsiliyetini sağladığı gibi, inanç düzleminde kendi kültür ve düşünce zeminine sahip çıkan; hem fikir hem de eylem düzleminde bir sadakati taşıyan kişilik olmalıdır. Sadakat, belirli bir ahlaki zemini güçlendirerek varlık sahasına çıkaran ve sözünü sadece “dava”sına adayan bir kişiliği inşa etmelidir.

Sadakat, kişiyi inandığı ve iman ettiği ilkelerin sadık bir insanı, onların güzel bir uygulayıcısı ve temsil liyakati kazanacak bir zemini sağlayacak haslettir. Takva sahibi olarak tanıklık edilen bu kişilik, meşveret için temel bir ilkeyi hayatına geçirmiş olarak kabul edilir.

Şûra için olmazsa olmaz olan ikinci temel haslet ise, o işin bilgisine vakıf olmaktır. Bilgi, şûraya konu edinilen alan ile ilgili olacağı gibi, inandığı temel değerlerin de bilgisine vakıf olmayı içermelidir ki sağlıklı bir meşveret zemini oluşturulabilsin. Bilgi, bir şeyin doğruluğu ve yanlışlığı kadar eksik, zaaf ve fazlalık konusunda da bir zemine sahip olmayı mümkün kılar. Bu yüzden şûra konusu kadar, şûranın gerçekleştirileceği zemin olan düşünce ve kültür/iman meselesi konusunda da belirli ve belirleyici bir bilgiye sahip olunması beklenmelidir.

Bilgi, her işin temelini inşa eder. Bilgi olmadan herhangi bir şeyi doğru bir biçimde yapmak mümkün olmaz. Bilgi, belirli bir ilgiyi zorunlu kılar. Bilgi, tecrübe zemininin mümkün olmasını sağlayarak şuurun zeminini kurar. O yüzden şûra için vazgeçilmez bir ilke, bilginin kendisidir.

Şûra’da üçüncü temel ilke ise yöntemdir. Yöntem, herhangi bir şey ile bilgi arasındaki bağıntıyı doğru bir zeminde kurmak için vazgeçilmez bir hasleti inşa eder. Yöntem, bir şeyin doğruluğunu ve yanlışlığını gösterebildiği gibi, eksik, zaaf ve fazlalıkları da işaret eder. Bu yüzden yöntem olmadan bir bilgiyi, bir tecrübeyi ve bir konuyu müzakere konusu olarak sağlıklı ve sahih bir zeminde gerçekleştirme imkânı bulunamaz. İstişareye konu edinilen şey ile ilgili yöntemin açıklığı temel bir olgudur.

Yöntem, ortak bir tecrübe, ortak bir şuur ve ortak bir idraki açığa çıkaracak olan temel bir özelliktir. Önce yöntem üzerinde bir uzlaşı gerçekleştirilmesi esasa taalluk eder. Yöntemsizlik ise meşvereti başından itibaren başarısızlığa yönelten bir etken olarak görülmüştür. Açık bir gösterge olarak yöntemsizlik, çatışmayı, kaosu ve ihtilafı kesinlik düzeyinde işlerlik sahibi kılar. Hayatın düzenli, sistemli, iyi niyetli, olumsal bir zeminde işlerlik kazanmasını sağlayacak olan ilkenin yöntem olduğu açık bir şekilde belirgin kılınarak kabul edilmelidir. Yöntemsiz bir dünyada kaos kaçınılmaz olacaktır. İnsan belirli bir yönteme sahip değilse, düşünce dünyası da kaostan kurtulamaz.

Ve şûra için dördüncü temel ilke ise vazgeçilmez olanı içermektedir: Tamamlayıcı olmak. Bütünleyici bir bakış üzerinden, şûra konusu olan şeyi eksiğini gidermek, zaafını ortadan kaldırmak, güçlü kılarak işlevselliğini tamamlamak adına katkı sunma iradesini sağlamaktır. İhtilaf her zaman bütünlüğü bozmaya matuf bir özellik taşır. Muhalefet ile ihtilaf arasındaki derin ilişkiyi görmekte yarar vardır. İhtilafın kaynağı önemlidir. Bu ihtilafı sağlayan şeyin kaynağı; bilgi mi, yöntem farklılığı mı, tecrübe ayrımı mı, buna karar verilmelidir.

Şûra, belirli bir dünya görüşü içinde sadakat, bilgi, yöntem ve tamamlayıcılık ilkeleri eşliğinde yerine getirildiğinde, sorunu çözme konusunda önemli bir zemini hazır tutmaya yarayacaktır. Meşveret, farklı dünya görüşlerinin ortak bir noktada buluşmasını sağlamaz. Belki birlikte yaşama konusunda ortak haklar üzerinde bir uzlaşıyı mümkün kılar. Buna da meşveret denmez! Meşveret, bir sorunu ortak yarar uğruna ve yarına kalıcı bir güzellik ile doğruluk bırakma iradesini peşinen yüklenir.

Var olan her sorun, çözüme yönelik bir ilgiyi hak eder. Çözüm konusunda farklı tezahürler ve çalışmalar yapılabilir. Olgunun durumuna göre bu farklılıklar zemin kazanabilir. Bir mümin olarak Müslümanların geleceğini belirleme, iman etmenin daimiliğini sağlama, Müslümanların içinde yaşadığı dünyayı daha iyi bir dünya kılma arayışının temelini meşveret ve şûra karşılar. O yüzden Müslümanlar bu iki temel kavram ve olguyu derinden idrak ederek, onu doğru ve sahih bir zeminde işlerlik kazanması için gereken çabayı ortaya koymalıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.