100. Gün…

AK Parti Yozgat İl Yönetimi görevdeki 100. gününü doldurdu.
Bu şu anlama geliyor: Önemli bir makama, mevkiye gelenlerin geleceğe dair yapmak istedikleri planları, programları, çalışma metodolojileri, bilgi birikimleri ve tecrübelerini anlamak, tespit etmek ve bunlar üzerine yorum yapmak için belirli bir süre beklemek, bir mühlet vermek gerekir.

1 Şubat itibarıyla göreve başlayan Yozgat AK Parti İl Başkanı Hasan Kandemir ve yönetim kurulu üyeleri, bu 100 günü kendi açılarından elbette değerlendirir, kamuoyuyla paylaşırlar.
Elbette kamuoyu da AK Parti İl Başkanı ve yönetiminin 100 gününü; yapıp yapamadıklarını, söyledikleriyle yaptıklarının örtüşüp örtüşmediğini kendi zaviyesinden değerlendirir. İnsanlar, oluşan fikir, düşünce ve analizlerini sohbet ortamlarında, sosyal medyada ya da gazete sütunlarında paylaşır.

Biz de bu yazıda nasıl bir tablo olduğunu, çalışma metodolojilerini, kendi içlerindeki uyumu, AK Parti siyasetine katkılarını ve 25 yıllık AK Parti müktesebatına uygunluklarını kamuoyunda ve bizde oluşan düşünceler doğrultusunda paylaşmak istiyoruz.

1 Şubat’tan birkaç gün önce il başkanı olacağı belli olan Hasan Bey, son derece hazırlıksız yakalandı ve bu doğrultuda kongre yaptı.
İl yönetimi de alelacele ve belirli telkinlerle oluşturuldu.
İl yönetimine girmeden önce AK Parti içinde sık sık eleştirilerde bulunan, mevcut il başkanı Çelebi Altıntaş ve yönetimi hakkında rahatlıkla tansiyonu yükselten söylemlerde bulunan bazı isimler bir anda kendilerini yönetimin içinde buldular. Bu durum karşısında önce afalladılar, şaşkınlıkları yüzlerinden okunur halde siyaset yapmaya başladılar.

Milletvekilleri de Hasan Bey’in il başkanlığı atama sürecinde, kendi açılarından önerilerde ve telkinlerde bulunmuşlardır. Onlar da bu 100 gün içinde Hasan Bey’i ve yönetimini tanıma, ölçme, değerlendirme sürecine girdiler.

AK Parti’nin 11. il başkanı olan Hasan Bey ve ekibi, genel itibariyle AK Parti’yi bilen, tanıyan, AK Parti siyasetini ve sistemini içine sindirmiş; ailesi, çevresi ve etrafı AK Parti’ye oy veren insanlardan oluşan, yabancı olmayan bir kadrodan meydana geldi. Bu ekip içerisinde politika yapılmaya başlandı.

Yerel seçimlerde il belediye başkanlığı konusunda farklı düşünce ve tavır içinde olan bazı kişileri de yeni il yönetiminde görünce, elbette şaşırdık.

Hasan Bey’in avukat olması sebebiyle toplumda onun il başkanı ilan edilmesi bir miktar hayretle karşılandı. Ancak siyaset böyledir: “Olmaz” denilen olur, “gelmez” denilen gelir. Toplum da zamanla makam, mevki sahiplerine hem alışır hem de diyalog kurar.

Hele ki iktidar partisi AK Parti’nin il başkanıyla kötü olmak, karşı karşıya gelmek, ona muhalefet etmek, yaptığı işleri eleştirmek; Yozgat gibi küçük bir şehirde yaşayan insanlar için çok da olası değildir.

Gelelim siyaset yapma biçimlerine, iş tutma şekillerine, gayretlerine ve çabalarına dair değerlendirmemize…

Siyaset, tam anlamıyla bir mesai işidir. Güler yüz, tatlı dil, cömertlik, sofrasını açık tutmak, düğün ve cenazeyi kaçırmamak, telefonunuzu 7/24 açık tutmak zorundasınız.

Şu ana kadar AK Parti İl Başkanı ve yönetimine “aradım, açmadılar” diyen birine rastlamadım.
“Gittim, bulamadım. Bir bardak çayı benden esirgediler. Sohbetlerini gizli sakladılar, yediklerini içtiklerini bizden gizlediler” diyen bir eleştiriye şahit olmadım.
“Bizim ilçemize, bizim belediyemize, beldemize gelmediler, daha tanışmadık” diyen bir teşkilat mensubu da görmedim.

Bürokratik bir talebi olan, devlette işi veya işlemi bulunan vatandaşların taleplerinin karşılandığını da gördüm.
Milletvekilleriyle yapılan görüşmelerin, toplantıların kişisel değil; Yozgat’ın ve Yozgatlıların menfaatine yönelik olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim.

25 yıllık AK Parti iktidarı sürecinde görev almış, yetki sahibi olmuş herkese gerektiği kadar ilgi ve alaka gösteren, değer veren bir yönetim kadrosunun görevde olduğunu toplumda görmek ve kabul etmek gerekir.

Elbette bazı insanlar il başkanına ve yönetimine gereğinden fazla anlam yükleyebilir. Yapamayacakları işleri onlara mal etmeye çalışmak bazı kişilerin huyu haline gelmiş olabilir. Ancak şu an Yozgat’ta, AK Parti’nin genel politikalarını takip eden, elinden geleni yapan, yapma gayretinde olan bir yönetim iş başındadır.

Şu ana kadar yapılan çalışmalarda, AK Parti’ye zarar veren, partinin gücünü zayıflatan ya da AK Parti siyaset anlayışına yakışmayan herhangi bir davranış gözlemlemedim.

Elbette siyaset cesaretle yapılır. Mevcut yönetimin bazı konularda “iki ileri, bir geri” gitmesi de beklenilen bir durumdur.
Kendini yıpratmak istemeyen, her meseleye karışmaktan çekinen, eleştirilmekten, yıpranmaktan ve sonunda faturanın kendisine kesilmesinden endişe eden bazı isimlerin yönetimde olduğunu da belirtmek gerekir.

Önümüzdeki süreçte ülke genelindeki siyasal konjonktür, Yozgat siyasetine nasıl yansıyacak, hangi taşları yerinden oynatacak, AK Parti’nin yarınlarını nasıl şekillendirecek; hep birlikte izleyip göreceğiz.

Bize düşen görev ise; AK Parti İl Başkanı ve yönetiminin, eksikleriyle ve hatalarıyla birlikte doğru işler yapmasına, faydalı işlere imza atmasına yardımcı olmak; görevleri sona erdiğinde geride hoş bir seda bırakmalarını sağlamak olmalıdır.