enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0611
EURO
48,5574
ALTIN
5.413,42
BIST
10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Açık
17°C
Yozgat
17°C
Açık
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Çok Bulutlu
18°C
Salı Çok Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C

“Tayyip Bey Okur Yazarlığı”

“Tayyip Bey Okur Yazarlığı”
28.10.2025
A+
A-

On yıl önce birisi çıkıp da “askeri vesayet sona erecek, Fetullahçıların kökü kazınacak, Ayasofya ibadete açılacak, Suriye’de Türkiye’nin desteklediği mücahitler Rusya ve İran’a galebe çalıp Esed rejimini devirecek” deseydi, kuşkusuz kimse inanmazdı.

18 Kasım’da, Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidardaki kesintisiz 23 yılını doldurmuş olacak. İcraatları yukarıda saydığımız birkaç kalemden ibaret değil.  Ulaşımdan konuta, enerjiden savunma sanayiine, tarımdan teknolojiye, eğitimden ekonomiye kadar her alanda eser üretildi. Terör sona erdi, vesayet sistemi geriletildi, özgürlükler genişletildi. Kürtlerin, Alevilerin, azınlıkların ama en çok da dindarların hakları teslim edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, AK Parti de daha uzun yıllar Türkiye’nin idaresinde olacaklar; yaptıkları ve yapacakları eserler uzun yıllar Türkiye’nin hizmetinde olacak, konuşulacak ve takdirle anılacak.

Erdoğan ve AK Parti’nin tüm eser ve hizmetleri uzun vadede zamana karışıp gidebilir. Ancak bütün bu eser ve hizmetlerin ötesinde, Erdoğan’ın dindarlara kazandırdığı özgüven, Türkiye’nin sermaye yapısındaki değişim ve artık nüfusa oranı yüzde 25’lere ulaşan dindar nesil, belki 50 yıl, belki 100 yıl, belki de ebediyen kalıcı olacak; Türkiye’de etkisini ve hükmünü çok uzun yıllar sürdürecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa ettiği yollarla, köprülerle, barajlarla, hatta savunma sanayiindeki ilklerle değil; toprağa attığı tohumlarla, cesaretle ve özenle yetiştirdiği fidanlarla, millete kazandırdığı özgüven devrimiyle bundan 100 yıl sonra bile hayırla yad edilecek.

Gazze’de soykırım başladığı andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan, en iddialı olduğu Filistin konusunda acımasızca eleştiriliyor. Müzmin muhaliflerin eleştirisi değil söz konusu olan; dindar kesim içinden bazıları da —af edersiniz— “azıcık akılla” Erdoğan’a yükleniyorlar.

Mesela Bakü-Ceyhan petrol hattındaki akışın durmasını, İncirlik Üssü’nün kapatılmasını, Kürecik’in faaliyetlerine son verilmesini istiyorlar. Merak ettiğim şu; Neden kendilerini böyle birkaç taleple sınırlandırıyorlar? Neden frene basıyorlar? O meşhur dizi repliğindeki gibi; “Sizi bu birkaç talepte durduran nedir?”

Mesela Türkiye neden Coca-Cola, Starbucks, McDonald’s, Burger King gibi Gazze soykırımında İsrail’e destek veren markaların üretimini, pazarlamasını, satışını durdurmuyor? Neden bütün boykot ürünlerini yasaklamıyor?

Mesela neden Twitter, Instagram, YouTube, Microsoft, Google, TikTok gibi ifade özgürlüğünü Siyonizm lehine kısıtlayan araçlara erişim engeli getirmiyor? İncirlik Üssü’nü kapatmışken, hazır doların kullanımını neden yasaklamıyor? Gazze soykırımına açıktan destek veren başta ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya olmak üzere devletlerle neden ilişkisini tamamen kesmiyor?

Mesela İsrail’e sempatiyle bakan Azerbaycan’la, İsraillilere toprak satan KKTC ile ilişkileri neden koparmıyor? Hazır başlamışken, Uygur Türklerine zulmeden Çin ile neden her türlü iktisadi ve diplomatik ilişki kesilmiyor?

Suriye’de katliamın mimarları Rusya ve İran ile ilişkiler neden hala devam ediyor? Yıllarca teröre göz yuman Irak ile, Putin’i ziyaret eden Suriye ile, soykırıma sessiz kalan Suudi Arabistan ve BAE ile neden hala irtibat var?

Neden hala NATO’dayız? UEFA’dan neden hâlâ çıkmadık? Türk Silahlı Kuvvetleri neden İsrail sınırında değil? Neden, neden, neden?

“Reel politik” insanın ağzının tadını kaçırıyor, değil mi?

Türkiye’nin tamamı sizinle hemfikir olmayabilir. Hatta beş vakit namazını cemaatle camide kılıp, dükkanını besmeleyle, duayla açıp akşama kadar Pepsi, Coca-Cola satan hacı amcaların sayısı hiç az değil.

Yani bizim mahallede konuşan bazıları kantarın topuzunu kaçırdılar.
Bir cenderenin içinde istiklal mücadelesi veriyoruz, vermekteyiz.
Hem içeriyle hem dışarıyla uğraşıyoruz.
İşimiz zor.

Selametle.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.