Bazı şeyler akıl, zekâ ya da basiret meselesidir. Aklın, zekânın ve bilginin doğru kullanımıyla elde edilen tecrübe, insanın basiretinin gelişmesine çok önemli katkılar sağlar. Kitleleri peşinden sürükleyen liderlerin en önemli özelliklerinden biri de basiretli olmalarıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız Rusya’dan S-400 aldığında bazıları,
“S-400 füzelerini niçin aldık yahu? Bize kim saldıracak?” demişti.
Ancak bugün hava savunma sistemlerinin önemini çok daha iyi anladık, kavradık.
S-400’leri aldığımızda Amerika ile ciddi problemler yaşadık.
Hem bize savunma sistemi satmadılar hem de uçaklarımızı vermediler.
Hatta o dönem, S-400’leri Suriye için aldığımızı iddia edenler bile çıktı.
İyi ki almışız… Vesselam.
İran ile İsrail arasında kuş uçuşu mesafe 1000 kilometreden fazladır.
Aralarında kara savaşı olması mümkün değildir.
“Mermi sıkarım, top atarım, göğüs göğüse çarpışırım” diyebilme şansları yok.
Strateji geliştirmek, taktik üretmek isteseler bile bu koşullarda pek mümkün değil.
Bu durumda geriye hava savunması ve hava saldırıları kalıyor.
Savaş, artık teknolojik ve gelişmiş silahlarla yapılmak zorunda.
Elbette savaş arzu ettiğimiz bir durum değildir.
Ama,
“Hazır ol cenge, istiyorsan sulhu salah”
veciz sözü de boşuna söylenmemiştir.
Savunma sanayi yatırımlarının da boşuna yapılmadığını bugün daha iyi görüyoruz.
Kaan isimli milli uçağımız, Atak helikopterimiz, Altay tankımız, İHA’lar, SİHA’lar, yazılımlar, gece görüş sistemleri…
Hepsinin ne kadar gerekli olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.
ASELSAN, TUSAŞ, TAI, TEI gibi kurumlarımızın hayati önemde olduğunu da unutmamalıyız.
Dünya öyle bir hâle geldi ki, tüm televizyonlar savaş yayınlarını canlı veriyor.
Ben asla savaş istemem, dilemem.
Ancak bu yayınların iletişimdeki tanımı, “kamuoyunu savaşa hazırlamaktır.”
Televizyonlardaki kaotik yayınlar elbette insanlarda ciddi sıkıntılar oluşturuyor.
Yine de inanıyorum ki, Ortadoğu’da yaşanan bu savaş kısa sürecek ve bölgemiz istikrara kavuşacaktır.
Bugün, birlik ve beraberlik zamanıdır.
Her ne kadar komşumuz olan Persler (İran) tarihsel olarak güven vermemiş olsa da,
biz kendi siyasetimizi belirleyerek, bütün gücümüzle İsrail’in karşısında durmalıyız.