“Küçük At da Civcivler de Yesin”

Sohbet ortamlarında laf dönüp dolaşıp seçimlere ve siyasete geliyor.
Yozgat’ta milletvekili sayısı üçe düştü. Kimisi “AK Parti 3 yapar” diyor, kimisi “MHP 3 yapar” diyor.
Bir başkası, “CHP 1 / AK Parti 1 / MHP 1 olur” diyor.
Bir diğeri, “AK Parti 1 / MHP 1 / İYİ Parti 1 olur” diye tahminde bulunuyor.
Bazısı da “AK Parti 2 / MHP 1 olur” diye düşünüyor.

Rivayet muhtelif…

Anlaşılan o ki Yozgatlı, siyaseti ve sandığı seviyor.
Demokrasiye inanıyor. Desteklediği siyasi partiyi sadakatle savunuyor. Hedeflerini ve umudunu her zaman en yüksekte tutuyor.
Bu güzel bir anlayış.
Ben de alkışlıyorum…

Siyasi partilerin içinde, hoşuna gitmese de, oy vermeyecek olsa da rakip partilere dair objektif değerlendirmeler yapıyor. Onların da siyaseten bir sonuç alabileceğini kabul ediyor.
Buraya kadar her şey çok güzel.

İş bundan sonra çetrefilli hâle geliyor.
Milletvekili çıkarması muhtemel partileri öngörüleriyle tayin ederken, “Kim milletvekili olsun?” denildiğinde, isimler gündeme gelince; siyasetteki hoşgörü ve uzlaşma bir kenara bırakılıyor.
Desteklediği aday listede seçilecek yerde olmazsa, görmezden geliyor ve başlıyor söylemeye:
“Yandı gülüm keten helva!”

Aynı partide olmasına rağmen, diğer adaylara söylemediğini bırakmıyor. Bildiğinden çok, duyduklarını doğru kabul edip başlıyor karalamaya, belden aşağı vurmaya.
Öyle ki aday olan kişinin yedi ceddini masaya yatırıyor. Birinci, ikinci, üçüncü derece akrabalarını, hatta sıhri yakınlarını bile değerlendirmeye tabi tutuyor.

Ee, elbette geniş bir yelpazede değerlendirme yapınca, içinde iyi insanlar da var, yaramaz olanlar da. Ama yüz tane iyiyi bir kenara bırakıp bir tane eksiği olan üzerinden verip veriştiriyor.
Ne için?
Kendi desteklediği aday listede yer alsın diye…

Yav kardeşim, sen böyle yapınca karşı tarafın eli armut toplamıyor ya!
O da senin adayın hakkında akla hayale gelmedik şeyler söylemeye başlıyor.

Netice:
Aynı partinin içinde birbirini boğazlamaya hazır insanlar türemeye başlıyor.

Ee sen bir tarafa çekersen, onlar bir tarafa çekerse;
Birlik olur mu?
Beraberlik olur mu?
Sonuçta başarı olur mu?

Aday belirleme süreçlerinde, kendisine rakip gördüğü aday hakkında düşündüklerini paylaşması, bir kişiye siyaseten yetecek kadar günah olur, haberin olsun.
Eğer ki kendi partisindeki rekabeti, karşı siyasi partilerle yapsa; hem kendisi hem partisi daha başarılı olur.

Lafın başına dönecek olursak:
Yarın seçim olsa Yozgat’ta durum ne olur, 3 milletvekili nasıl dağılır?
Cevap birkaç sorunun cevabına bağlı:

1. Tayyip Bey aday mı, değil mi? Bu kesinlikle sonucu etkiler.
2. Seçim zamanında mı yapılacak, yoksa erkene mi alınacak? Zaman çok önemli.
3. Partilerin adaylarını görmek lazım.
4. Cumhurbaşkanlığı seçiminde baraj %50+1 mi kalacak, daha aşağı mı olacak?
5. Yeni anayasa değişikliği, hangi siyasi şartları karşımıza çıkaracak, görmek gerek.
6. Ortadoğu’daki gelişmeler bizi nasıl bir sonuca razı edecek?
7. Ekonomi ve adalet alanındaki gelişmeler, olumlu ya da olumsuz nasıl etkiler doğuracak?
8. AK Parti ve MHP ittifakı genişleyecek mi, yoksa aynı mı kalacak?
9. Başta CHP olmak üzere, muhalefet partileri nasıl bir yol haritası çizecek?
10. Ve en önemlisi: Seçmen, her şeye ve herkese rağmen duygularıyla mı, mantığıyla mı, yoksa ikisiyle birden mi karar verecek?

Ömrü olan görür…