enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0897
EURO
48,4156
ALTIN
5.385,41
BIST
10.914,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Hafif Yağmurlu
19°C
Yozgat
19°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
18°C

“Ekonomi Mi Bizi Yönetiyor, Biz Mi Ekonomiyi?”

“Ekonomi Mi Bizi Yönetiyor, Biz Mi Ekonomiyi?”
14.04.2025
A+
A-

Geçenlerde Sorgun Ticaret Odası, üyelerini Dubai’ye geziye götürdü. Geziye katılan bir arkadaşımdan uzun uzun dinledim. Sohbetin özeti şuydu: “Türkiye pahalı, Dubai ucuz.”

Yakın zamanda bir akrabam umreye gitti. Zemzem içtiklerini, hurma yediklerini ve bol bol ibadet ettiklerini anlattı. Sonuç yine aynı: “Arabistan ucuz, Türkiye pahalı.”

Özbekistan’a, Buhara ve Taşkent ziyaretine giden bir arkadaşımla telefonda konuştum. Orada da aynı tablo varmış: “Özbekistan ucuz, Türkiye pahalı.”

Gürcistan’ı ise bizzat kendim biliyorum. Orası da ucuz, burası pahalı.

Üzerimizden bir Ramazan daha geçti. Marketleri yakından takip ettim. Alıp yedik, içtik; ama her defasında fiyatlara hayret ettim.

Konu pahalılık olunca, gerçekten merak ediyorum: Bu pahalılığı kim yapıyor? Fiyatlarla kim oynuyor? Malzemeler neden sürekli zamlanıyor?

Ekonomi mi bizi yönetiyor, yoksa biz mi ekonomiyi anlayamıyoruz, bilmiyorum. Bana kalırsa ülkemizde ekonomi yönetimi bu işi pek yapamıyor gibi. Belki de bu pahalılık ekonomi yönetiminin işine geliyordur. Ama şu bir gerçek: Vatandaş bu işten muzdarip.
Aldığımız, sattığımız şeyler zaten günlük ihtiyaçlar. Fazlasını düşünemiyoruz.
Ev alalım, araba alalım, eşya değiştirelim deseniz, artık yaklaşmak mümkün değil.

“Fiyatları gizli bir el belirliyor.”
Artık buna inanmaya başladım.
Ama unutmayalım: Suç, samur kürk olsa kimse sırtına almak istemiyor.

Ekonominin en yaygın tarifi:
“Sınırlı mal ve hizmetin, insanların sınırsız taleplerine göre paylaştırılması bilimidir.”
Kitaplarda bu yazıyor.

Piyasada mal çok, hizmet veren firmalar arasında rekabet var. Ama her şey yine pahalı.
Fiyat, arz ile talebin kesiştiği noktada belirlenir. Talep arttıkça fiyat yükselir, üretim yani arz arttıkça fiyat düşer.
İnsan, daha doğrusu yönetim, bunun neresinde duruyor?
Yönetimin görevi, üretimi artırmak ve üretimin artabilmesi için üretim maliyetlerini düşüren önlemler almaktır.
Bu da verimi artırmak anlamına gelir.
Bu kadar basit, ama bir o kadar da zor.

Bu şu demek:
Fiyatı değiştirmek için, sebeplerle uğraşmalısınız. Sonuçla yani fiyatla değil.

Bir ekonomist Nobel konuşmasında şöyle demişti:
“Biz iktisatçılar birçok şeyi bilmeyiz ama iki şeyi iyi biliriz: Fiyatları zorla düşürmeye kalkarsanız, ürün piyasadan kaybolur, kıtlık başlar. Fiyatları zorla yükseltmeye kalkarsanız, piyasayı talibi olmayan ürünle doldurursunuz; elinizde kalır.”

Ama fahiş fiyatla şanla şerefle mücadele etmek gerekir.
Piyasayı suçlamak, kendimize sanal düşmanlar üretmek gibidir. Don Kişot’un yel değirmenleriyle mücadelesini hatırlatıyor; ama hiçbir işe yaramıyor.

Ekonomi yönetiminin başarısı, piyasayı kontrol etme becerisinde yatıyor.
Serbest fiyat uygulaması ise artık “denetimli serbestliğe” dönmüş durumda… Bilginize.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.