enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,6945
EURO
50,1592
ALTIN
5.898,49
BIST
11.311,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Az Bulutlu
5°C
Yozgat
5°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
3°C
Salı Çok Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C
Perşembe Açık
4°C

“Beşer şaşar, Hak şaşmaz”

“Beşer şaşar, Hak şaşmaz”
14.12.2025
A+
A-

“Beşer şaşar” doğru bir tespittir ve “Allah şaşırtmasın” güzel bir duadır. İnsanız; zayıfız, nankörüz, unutkanız, aceleciyiz, zalimiz, cahiliz. Zaaflarımız, heveslerimiz, ihtiraslarımız ve nefsimiz var. Hangimizin güzel ameller işleyeceğini görmek için Rabbimiz ölümü ve hayatı yaratmıştır. Dünya bir imtihan dünyasıdır. Ayette ölüm, hayattan önce zikrediliyor. Dünyanın yalan, ölümün gerçek olduğunu ihtar için mi, bilmem. Efendimiz dünyayı “ağaç gölgesi”ne benzetiyor; uzun bir yolculukta dinlenmek için eğleşilen bir ağaç gölgesi… Dünya bundan ibaret; fani ve güzel bir imtihan yurdu, ötesi değil.

Yaşarken ne için, nasıl, kim için ve neden yaşadığımıza bir bakalım…! İnsanlar, toplum içinde yaşayan sosyal varlıklardır; yani çoğu zaman sürü psikolojisiyle hareket ederler. Koyunların sürüsü olur; peki bilinci, zekâsı ve iradesi olan insan neden bazen sürü psikolojisiyle hareket eder? Bu yazıda, insanın neden kalabalığa uyduğunu bilimsel verilerle incelerken, sürü psikolojisine kapılmayan, buna direnen şahsiyet sahibi insanların farkından söz edeceğiz.

Bilindiği gibi, sürünün başındaki çoban ne yaparsa, sürünün gerisindeki koyunlar da onu takip eder. Bu “takip içgüdüsü” onları tehlikeden koruyabildiği gibi, kimi zaman tehlikeyle de karşı karşıya getirebilir. Sürüden ayrılanı kurt kapabilir; sürüden biri yardan (uçurumdan) düşerse, diğerleri de peşinden atlayabilir. Bu yüzden sürüyü güden aklı başında bir çobana ihtiyaç vardır.

Biz Türkler, Orta Asya’dan batıya doğru başlayan her hareketlilikte toplumsal anlamda önde bir “çoban”a sahip olduk; çoğu zaman onun peşinden gittik.

İnsanların çoğu, eğitim düzeyi ve zekâsı ortalamanın üstünde olanlar bile, sürü psikolojisiyle hareket edebilir. Moda dünyasından sosyal medya platformlarına, pazarlama ve reklam kampanyalarından finansal piyasalara kadar hemen her alanda sürü psikolojisinin etkilerini görebiliriz. İnsanlar, çoğunluğun yaptığını taklit etme eğilimindedir.

Psikoloji disiplinine göre sürü psikolojisi; belirli kurallar ve koşullarla şekillenen bir topluluğun, sorgulamadan birbirine benzer düşünce, inanç ve davranışlar geliştirmesidir, der Acar Baltaş.

Bir gruba ya da topluluğa ait olmanın gereği olarak, grup üyeleriyle benzer tutum ve davranışlar sergilemek bir ölçüye kadar normal kabul edilebilir. Ancak ölçüyü aşan öyle durumlar vardır ki bunun mantıklı bir izahı yoktur. Kişi, aklını ve kendi doğrularını bir yana bırakarak grubun doğrularının sözcüsü olacak derecede, bildiklerinin aksini söyleyebilir. “Göz var, izan var” denilecek hâllerde bile, açık seçik doğrular ortadayken çoğunluğun yanlışını doğru sayabilir; hem zeki hem de eğitimli bir kişi bile bunu yapabilir.

Çoğunluğa uyma davranışını, insanın dışlanma korkusu ve beğenilme isteği tetikler. Kişinin gelişmiş bir benlik algısı varsa, başkaları tarafından algı operasyonlarıyla kolayca manipüle edilemez. Bireysel kimliği tam olarak gelişmemiş insanlar ise yetersizlik duygularını telafi etmenin yolunu çoğunluğa ayak uydurmakta bulur. Çoğunluk yanlış yolda olsa bile, yolun yanlış olduğunu bilmesine rağmen yönünü değiştiremez. Gücü ve iradesi, çoğunluğa rağmen kendi doğrularını savunacak düzeyde değildir.

Aslında bu kişiler kendi doğrularından da tam emin değildir. Benlik algılarını aidiyet duydukları toplulukla tanımlarlar. Tıpkı takım tutar gibi, taraftarı oldukları grubun bir üyesi olmaktan alırlar benlik değerlerini.

Söylediklerimizi özetleyecek olursak; benlik değerimizi başkalarının onay ve beklentilerinden devşirirsek, başkalarının doğrularıyla yaşarız. Kendi değerimizden ve doğrularımızdan emin olmayı başarabilirsek, kolay kolay kimsenin etkisiyle yönümüzü değiştirmeyiz. Bunun için benlik algımızı güçlendirmek, değerlerimizi netleştirmek ve “hayır” diyebilmeyi öğrenmek gerekir. “Hak bellenilen yolda yalnız yürüyebilmeyi” göze alacak cesareti göstermek şarttır. Şahsiyet sahibi olmak, emek vermeden gerçekleşmez.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.