Popülizmden ve hamasetten kurtulmadıkça iki yakamız bir araya gelmez. Siyasette, ticarette, STK’larda, sendikalarda, vakıf ve derneklerde; kısaca cemiyet işlerinde uğraşanların başının belasıdır bu iki kavram: Popülizm ve hamaset.
Onunla da olmaz, onsuz da!
Yapmazsan alkış alamazsın, yaparsan esası kaybedersin.
“Doğrunun yalan kadar müşterisi olmaz,” derdi bir büyüğüm.
“Vatan, millet, Sakarya” edebiyatı hâlâ geçerliliğini koruyor. Kahramanlık ve yiğitlik destanları karşılıksız kalmıyor. Köroğlu’ndan, Battal Gazi’den, Fatih’ten, Abdülhamid’den, Atatürk’ten, Necip Fazıl’dan, Mehmet Akif’ten bahsetme bakalım da görelim…
Etrafında kimse kalmaz, duvarlara konuşursun.
Dinden, camiden, ezandan, bayraktan bahsetmezsen adını çıkartırlar.
Toplumun gözünü boyama ve yanıltıcı davranış anlamına gelen popülizmde ise artık toplumu bölmek uğruna yapılan konuşmalara rastlıyoruz. Anlık, günlük, saman alevi gibi parlayan ve sönen bu işler kısa vadede faydalı gibi gözükse de uzun vadede herkese — hatta konuşan kişiye bile — zarar verir.
Bu makamlarda bulunanlar öylesine alıştı ki bu iki kavrama, yaptığı yapacağı yapması gereken işlerin dışında her şeye burnunu sokar oldular.
Mesela siyasetçinin işi, partisinin oyunu artırmak, kendi tabanına sahip çıkmak birinci vazifesi iken… Aa bir bakmışsın ki “Dünya Ticaret Savaşları” konulu bir konuda bilgi almak için konunun uzmanı birisini il yönetim toplantısında konuşturuyor.
Yav arkadaş, bu toplantı senin siyasetine hangi katkıyı sağlayacak?
Yozgat’ın hangi derdine derman olacak?
Gündemin bu mu olmalı?
Bu konuşma senin Yozgat’ta siyasetinin hangi eksiğini tamamlayacak?
Bunu büyük bir marifet gibi sosyal medyada paylaşınca, bunu gören Yozgatlı siyaseten bu işe ne diyecek?
Kahvede oturan adamın, esnafın, işçinin, çiftçinin, emeklinin, memurun, asgari ücretlinin birisini çağır toplantına.
Onların beğenisi de senin işine yarar, eleştirisi de senin işine yarar.
Mesela gördüğüm bir resimde, Yozgat’ın tanınan, bilinen, 500’e yakın insana iş veren Zafer Özışık’ı ziyaretinde, Zafer abinin suratı, siması, verdiği pozdaki görüntüsü senin doçentinin anlattıklarından daha çok şey anlatıyordu.
Asıl dikkate alman, hüccet kabul etmen gereken, bu resimdeki poz olmalıdır.
Yine bir örnek daha verelim, konu iyice anlaşılsın.
MHP’nin Yozgat’taki temsil makamında birinci yetkilisi olan İl Başkanı Irgatoğlu, Yozgat’ta ocak batıran, yuva dağıtan, hayat karartan sanal kumar ve uyuşturucuyla ilgili önemli ve faydalı bir açıklama yaptı.
Ben de takdir ettim.
Topluma verebileceği en güzel mesajı verdi.
Hem siyaset yaptı, hem bilgisini ortaya koydu, hem ilgililere yol gösterdi.
İşte toplumun ihtiyacı bu!
Siyasi ideolojinizi, hitabet sanatını kullanarak süslü cümlelerle bezeyerek anlatmak sizi meşhur birisi yapabilir.
İdeolojinize taraftar kazandırır mı, işte orası müphem…
Hamaset yaparak anlattığınız konu, sizi dinleyenlerin elinden, dilinden, eleştirisinden uzak tutabilir.
Size değer katar mı, işte orası şüpheli…