CHP’nin tutumu, tatlısu siyasetçiliğinin bütün kodlarını yüzeye çıkardı.Parti içinde “gidelim” diyenler de vardı, “gitmeyelim” diyenler de…Fakat sonuçta yapılan tercih netti: Heyete üye verilmeyecek, oylamaya katılınmayacaktı. Bu bir duruş değil; bir geri çekilişti.Bir sorumluluk değil; sorumluluktan kaçıştı. Meclis oylamasının fotoğrafı Türkiye’nin bir nesillik kaderini etkileyecek karar alınırken ortaya çıkan tablo çok...
Bugünlerde siyaset sahnesinde gözlemlediğimiz manzaralar, sadece bir iktidar arayışından öte, ülkenin geleceğini ipotek altına alabilecek derin bir kutuplaşmanın ve hamaset dilinin yükselişini gösteriyor. Özellikle muhalefet kanadının “iktidar olmak uğruna” yürüttüğü siyasetin vatandaşta yarattığı etki, endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Bu siyaset dili, ne yazık ki yapıcı eleştirinin ötesine geçerek doğrudan...
Bu cümle, belki yeni nesiller için çok fazla önemli görülmeyebilir. Fakat biz ve bizden önceki nesiller için çok önemli bir kavramdı! Hayatını günlük, basit ihtiyaçlar için geçiren bir grup veya kesim için ideal, boş bir hayal veya avunma olarak düşünüldüğünde, onun kişiye kazandıracağı herhangi bir değer olmayacaktır. Dava insan için...
Ben Yozgat’ta doğdum, büyüdüm; çocukluğum ve gençliğim Yozgat’ta geçti. Yozgat’ın dağına, taşına, ovasına, kuşuna, insanına elbette bir vefa borcunu alev alev içimde yaşıyor ve hissediyorum. Dolayısıyla tarihe not olması bakımından böyle bir yazı yazmayı istedim. Yozgat, şehirlerden bir şehir değil benim için. Kişi, an gelir yalnızlığını paylaşır onunla; an gelir,...
Yozgat’ta insanların bir kısmı, deyim yerindeyse, har vurup harman savuruyor; en üst perdeden lüks bir hayat yaşıyor. Parayla alabileceği ne varsa kolayca alıyor ve tüketiyor; milletin gözüne sokarcasına. Geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı dar boğazdan haberleri bile olmadan, ayrı bir dünyada gününü gün etmekle meşguller! Bu yüzden “Tokun açtan haberi...
Ülkemizin geçmiş yıllarına yayılan bir gerçekten söz edecek olursak; şimdi bazıları ne demek istiyorsun diyebilirsiniz. Anlatacağım olayı siyasete sağa sola çekmeyin bu bir tespit yazısıdır. Şunu demek istiyorum; Eskiden yani Ak Parti’den önceyi kastediyorum Devletin kapıları herkese aynı aralıktan açılmazdı. Diplomasiden üniversitelere, maliye dışişleri ve kültür kurumlarından bakanlıklara kadar pek...
Bugün temel sorunlarımızdan biri de insan kaynakları israfımızdır… İnsanların kabiliyet ve kapasitelerine göre değerlendirilmeyişleridir… Bu sorunun iki boyutu vardır; ya kaliteli insanların önünün kapatılması ya da kapasiteli insanların kendilerini kapatmaları, içine kapanmalarıdır… Her iki durumda da yetenekli insanların harcanması söz konusudur… İnsanoğlu, yaratılıştan gelen özelliğiyle “halife olma” potansiyeline sahiptir… Kendini...
Bazen bir eşyanın, bir olayın, bir haberin, bir durumun yahut bir sözün sizi en derinden vurmasıdır! Bazen bir söz, doğru olup olmadığınızı bilmediğiniz hâlde, rutininiz olarak görülen ve kabul etmek zorunda kaldığınız bir durumun aslında sizin faydanızdan ziyade zararınıza neden olduğunu tüm gerçekliğiyle yüzünüze vurur. Size, “kral çıplak” dedirtir. O...
Gâfil, gaflet içinde olan kimse demektir. Gaflet; kişinin yeteri kadar dikkat etmediği için mühim bir şeyi unutması, yapılması gereken bir işi kâfi derecede ihtimam göstermediği için ihmal etmesi, önemsemediği için gelmekte olan bir belaya hazırlıksız yakalanması ve dalgınlıktan dolayı göz önünde olan ve görülmesi gereken bir şeyi fark etmemesi gibi...
21 Temmuz’da babamı kaybettim. Onun acısını hâlâ sindirememişken, 4 Kasım 2025’te bu kez annemi, ani bir rahatsızlık sonucu ebediyete uğurladım.Allah, her ikisinin de mekânını cennet eylesin. Babama da, anneme de bir vakit namaz borcu olmadan, Kur’an ehli insanlar olarak bu dünyadan göçmek nasip oldu.Arkalarında sayısız hatim, tertemiz bir ömür ve...
Asıl mesele, var olanın kıymetini bilmemek. Hayat da öyle değil mi? Bazı şeylerin değerini ancak onu kaybettikten sonra anlıyoruz. Duyguları, eşyaları, kaynakları, ömrü ve zamanı hoyratça kullanmak, değerini bilmemek değil de nedir? Bizim kıymetini bilmediğimiz şeylerin, bir başkasının hayali olduğunu düşündüğümüzde vicdanımız sızlamaz mı? Sofraya koyduğumuz her tabakta, şu an...
En hassas olduğumuz, yumuşak karnımız neresi desem siz ne dersiniz? Bana soracak olursanız, dinimiz, inanışlarımız ya da inanmak istediklerimiz diyebilirim. Yunus’un dediği gibi: “Beni bende demen, ben de değilim.Bir ben vardır bende, benden içeru.” Bizden içeru olan her ne ise; bazen onunla dertleşir, bazen de kavga ederiz. Zira iç benimiz,...
Kimine göre güler yüzlü, kimine göre hoşgörülü, kimine göre cana yakınım. Kimine göre adam, kimine göre yalanım. Kimine göre akıllı, kimine göre deliyim, kimine göre havalı, kimine göre atarlıyım. Herkes rahat olsun, ben adamına göre adamım! Aslında her ne kadar kabul etmeyelim de, etkiye-tepki olayının dışa yansıması hepimizde üç aşağı...
İnsanları din, siyaset, ticaret veya aile ilişkilerinde yanınızda, etrafınızda tutmak ve çoğaltmak istiyorsanız, bu kaide geçerlidir.Bizim değerler dünyamızda insan, kendisi için yaşamaz; başkalarını yaşatmak için yaşamalıdır. Ama günümüzde böyle mi?.. Bazıları için yöntem, insanları bir tehlike ya da tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygıyla veya kötülük gelme ihtimaliyle korkutmaktır.Bu konuda üzerimize...
Bugünkü yazımda insanın kaderini belirleyen iki güçlü kelime üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Niyet ve nasip. Niyet; bir işi yapmaya karar vermek, zihinde tasarlamak, gönülde yön bulmaktır.Nasip ise; insana düşen pay, Allah’ın kullarına takdir ettiği kısmettir. Bu sihirli iki cümle birbirine bağlıdır. Çünkü insanın niyeti bozulursa, nasibi eksilir; niyeti saf olursa,...
On yıl önce birisi çıkıp da “askeri vesayet sona erecek, Fetullahçıların kökü kazınacak, Ayasofya ibadete açılacak, Suriye’de Türkiye’nin desteklediği mücahitler Rusya ve İran’a galebe çalıp Esed rejimini devirecek” deseydi, kuşkusuz kimse inanmazdı. 18 Kasım’da, Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidardaki kesintisiz 23 yılını doldurmuş olacak. İcraatları yukarıda saydığımız birkaç kalemden ibaret...
Hayatta en çok ihmal ettiğimiz; ancak en çok da ihtiyaç duyduğumuz bağlardan biri, kanla değil gönülle kurduğumuz komşuluk bağı. Bazen karşı balkondan edilen bir tebessümle, yan daireden gelen çocuk sesleriyle farkına vardığımız varlıkları; görmediğimizde telaşlandığımız, ışığı yanmadığında kapısını çalıp kontrol ettiğimiz, kimi zaman da birçok akrabadan daha samimi olduğumuz ilişkiler…...