Babam rahmetli olalı yirmi gün oldu. Allah rahmet eylesin. Cenab-ı Allah, cümle göçüp gidenlerinize rahmet etsin. Yirmi gündür aklımdan çıkmıyor ama aklım çıkıyor…
Beraber yaşadığımız hayatın bana neler kattığını, neleri öğrettiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Kendimi yokluyorum; hangi konularda onun gibi tavır takınıyorum, duruş sergiliyorum, ondan bana geçen genler bana neler kazandırmıştır diye düşünüyorum. O varken böyle şeyleri hiç düşünmezdim, aklıma bile gelmezdi.
Her geçen gün biraz daha babama benzediğimi fark ediyorum. İnsani, İslami, ahlaki konularda her zaman enerji dolu, heyecanlı, aktif, insancıl, ümitli, umutlu… Bir o kadar da realist!
İnsanın her hâlini o kadar içselleştirmişti ki… Bazen hayatın realitesinin içinde taşıdığı unsurlar, aslında umudun da, ümidin de, sevginin de katili olsa da, başka bir şeye yaramasa da… O bu paradoksu çok iyi bilir ve anlardı.
İyi insanlar olduğu gibi kötü insanlar da vardır. Yaşayan herkes bununla iç içedir esasen.
Zaten insan dediğimiz mekanizma, başlı başına hayal kırıklığının, vefasızlığın, kötülüğün tek bir isimde, bünyede, mekanizmada toplanmış hâli değil midir? Her birinin ötekinden şikâyet ettiği, herkesin birbirinden rahatsızlığını dillendirdiği bir sistem nasıl iyi olabilir ki?
Eskiden beri merak ettiğim şeylerden biri de kötülerin, kötü olduklarının farkında olup olmadıklarıydı. İnsana, dünyaya olanca kötülüğü yaparken kötülüklerinin, yani kötü kişiler olduklarının ne kadar ayırdındadır bu insanlar?
Herkes, bir diğerinin, ötekinin kötülüğünden dem vururken, şikâyet ederken kötülük muğlak ve ortada kalmıyor mu? Boşluğa üflenmiş gri bir leke, sis perdesi, füme duman gölgesi gibi… Kaypak, zeminsiz, bulaşık, cisimsiz ve gölgesiz.
Herkes bu kadar iyi ise kötüler nerede, kötülük kiminle?
Lafa gelince iyilik havarisi kesilen, ahlak timsali kılıklı bedenler, hangi kötülükle çevreledikleri ruhlara hizmet etmenin iştahına kapılmış?
Peki, olanca kötülüğe karşın dünyadaki bu kadar umut, ümit, iyilik nereye gidecek? Ya içimizdeki insan sevgisi?
Herkes herkesle samimi ama hiç kimse diğerini sevmezken iyilik nasıl var olabilir?
Yine de her geçen gün daha çok benziyorum babama. İnsana rağmen içimde yeşeren sevgiyle umudu, ümidi, iyiliği yeşertmeye devam ediyorum. İnsan, en çok büyüdükçe ailesine benzermiş… Şimdi daha iyi öğreniyorum.