“Bütçe görüşmeleri;”

TBMM’de bütçe görüşmelerini izlemek benim açımdan son derece önemli bir görevdir. Bakanların açıklamaları; vizyonlarını, bilgi ve tecrübelerini, siyaset anlayışlarını ve genel kültürlerini anlamama önemli katkılar sağlar. Yapılan açıklamalarda vatandaşları doğrudan ilgilendiren konuları ilk ağızdan öğrenme imkânı bulurum.

Bir de işin siyasi magazin tarafı var tabii… Şimdilik o konuya girmeyelim. Herkesi yakından ilgilendiren Hazine ve Maliye Bakanı’nın ekonomiyle ilgili açıklamaları ise benim ilk gündemim oldu.

TBMM’deki Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmeleri gösterdi ki; ekonomi yönetimi, asgari ücret ve emekli maaş artışları konusunda oldukça negatif bir tablo çiziyor. Kemer sıkma politikalarının, olası bir seçim tarihine kadar devam edeceği anlaşılıyor. Söylenen o ki; “Atılacak bir taş varsa, o da seçim döneminde atılacak.”

Bunun ipuçlarını bütçe görüşmelerinde iktidar temsilcilerinin yaptığı konuşmalardan ziyade, ekonomi yönetiminden kulislere yansıyan havada görmek mümkün. İktidar kulisleri, muhalefet kadar umutsuz.

Anladığım kadarıyla ekonomi yönetimi tüm planlarını 2026 Haziran ayına göre yapıyor. Hedeflerin tutturulabilmesi için kemerlerin kesinlikle sıkılması istenecek. Enflasyon hedeflerinin yakalanması için bunun zorunlu olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle, bu yıl emekli maaşları ve asgari ücret artışları konusunda tablo hiç iç açıcı görünmüyor.

Peki, kemer sıkma politikası ne zaman gevşeyecek? Ne zaman seçim sath-ı mahalline girilirse, işte o zaman… Parti içinde, 2027 yılının en geç Kasım ayında yapılması muhtemel bir erken seçim öncesinde kesenin ağzının açılacağı konuşuluyor. Konut ve araba kredileri, asgari ücret ve emekli maaş artışları ile kamu çalışanlarına zam gibi başlıkları içeren bir “seçim paketi” hazırlanacağı öne sürülüyor.

Ekonominin başındaki isim olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, uyguladığı ekonomik programın seçim nedeniyle delinmesine itiraz etme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda, bu aşamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yollarının ayrılabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.

Zaten Mehmet Şimşek ve ekibi, partiyi seçimin kapısına kadar kazasız belasız getirmeyi başarırsa, ondan sonra “var olanı harcamak” konusunda kendisine ve ekibine pek de ihtiyaç kalmayabilir. Gerisini Tayyip Bey halleder.

Buraya kadar bütçe görüşmelerinden anladıklarımı yazdım. Ancak çarşıda, pazarda, emeklilerde ve asgari ücretlilerde tablo gerçekten sıkıntılı. Çaresi ise devlette, hükümette ve Maliye Bakanlığı’nda.

Gönül sevdiğine sitem eder,
Gönül umduğuna küser…

Benden söylemesi.