enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,8012
EURO
50,1583
ALTIN
5.973,25
BIST
11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat
Parçalı Bulutlu
8°C
Yozgat
8°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Hafif Yağmurlu
5°C
Pazartesi Çok Bulutlu
7°C
Salı Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Çarşamba Çok Bulutlu
5°C

“Köyden indim şehre”

“Köyden indim şehre”
01.08.2025
A+
A-

İnsanlık tarihi boyunca göç, hayatın bir parçası olmuştur. Kimi zaman daha iyi bir eğitim, kimi zaman sağlık, güvenlik ya da ekonomik nedenlerle insanlar yaşadıkları yerlerden başka diyarlara göç eder. Bu göçler genellikle kırsaldan şehirlere, küçük şehirlerden büyükşehirlere kim zaman da başka ülkelere oluyor.

İnsan nereye giderse gitsin, doğduğu topraklara büyük özlem duyar ama göç edilen yerin kültürü bazen bu özlemi yaşatmaya izin vermez. Her kültürün kendi kuralları, alışkanlıkları vardır. Kent kültürü de bunlardan biridir.

Yozgat, en çok göç veren iller arsındadır. Kentte başka illere  göç yaşanırken Yozgat merkez de genelde köylerden göç alır. Bu nedenle şehirde tam anlamıyla bir kent kültürü oluşamamıştır.

Şehre göç edenlerin çoğu kenar mahallelerdeki müstakil ve bahçeli evleri tercih eder.

Çünkü köydeki yaşamı şehirde de sürdürme arzusundadır. Tavuk, horoz, köpek, güvercin beslemek, bahçede domates biber yetiştirme alışkanlıklarını burada da sürdürmek ister.

Ancak şehirde yaşamak köylere göre daha fazla sorumluluk ister. Komşuluk ilişkileri, toplumsal saygı ve kent yaşamına uyum gibi kuralları da beraberinde getirir. Çöpü istediğin yere atamazsın, çöpü çöp bidonunun yanına değil içine dökmek zorundasın gibi…

Köydeki alışkanlıklarını şehirde devam ettirip bahçesinde tavuk, horoz, köpek besleyen kişiler, komşusunu rahatsız ettiklerinin farkında olmuyor ya da olmak istemeyenlerde olabiliyor.

 Gece saat 3’te ötmeye başlayan ve  sabaha kadar susmayan horozun sesi, aynı saate havlayan köpeğe cevap veren sokak köpeklerin sesleri gece boyunca mahalleyi ayağa kaldırıyor.

Köyden göçüp apartmana yerleşen bazı vatandaşlarda bahçeli müstakil bir ev alıp içine tavuk, horoz, güvercin, köpek bırakıp gidiyor. Günde bir defa gelip yemini suyunu verip kendince keyfini sürüyor. Gece de apartmandaki evinde dönüp rahat rahat uyuyor.

Bu kişiler, gece işten çıkmış ya da sabah erken işe gidecek insan uyuyamamış, annesi tarafından güç bela uyutulmuş bir bebeğin köpek havlamasıyla uyanması,  yatan hastanın bu seslerden uyumadığı umurunda olmuyor.

Horozun öttüğü her saatte sahibi de telefonla aranıp uyandırılsa ne hisseder çok merak ediyorum.

Elbette isteyen dilediği hayvanı besleyebilir. Tavuk da, köpek de, hatta inek, koyu ve keçi de besleyebilir ama bunu şehir içinde, insanların yaşamını doğrudan etkileyen alanlarda değil, şehir dışında, daha uygun bölgelerde yapılmalı.

Kent’te bir yaşam kültürü vardır ve bu kültüre uyum sağlamak, orada yaşayan herkesin sorumluluğudur. Nasıl ki şehirde yaşamanın avantajları varsa, getirdiği kuralları da vardır. İnsanlar, geldikleri yerin kültürüne uyum sağlamalı, saygı göstermelidir.

Bu konuda belediyelere de önemli görevler düşüyor.  Çünkü kimi vatandaşlar, “köpek, tavuk beslemek benim hakkım” derken, rahatsız olan komşular uyarıda bulunduğunda aralarında husumet doğuyor yada kavgalar yaşanabiliyor. Belediyeler, bu tür sorunları çözmek için etkili düzenlemeler yapmalı, hem hakları korumalı hem de toplum huzurunu sağlamalıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.