Boşanmaların önüne geçilemiyor

Son yıllarda ülke genelinde olduğu gibi Yozgat’ta da boşanma oranlarının artışı dikkat çekiyor. Evliliklerin büyük bir heyecan ve umutla başladığı, ancak zamanla hüsranla sonuçlandığı görülüyor. Ekonomi ve psikolojideki bozulmalar, eşlerin tahammül seviyelerindeki azalma, sosyal medya ve televizyon dizilerindeki gösterişli yaşamlar, boşanma oranlarını etkileyen faktörler arasında sıralanıyor.

Yozgat’ta evlenen çiftlerin sayısı 2023 yılında 2 bin 874 iken aynı yıl içerisinde ise boşanan çiftlerin sayısı 757 olarak gerçekleşti. Mahkemeler boşanma davalarına yetişemez hale gelirken, boşanma davalarının büyük kısmı yeni evli çiftlerden gelse de, uzun yıllar boyunca evli kalmış çiftler de kendilerini mahkeme salonunda bulabiliyor.

BOŞANMALARIN YÜZDE 33,4’Ü EVLİLİĞİN İLK BEŞ YILI İÇİNDE GERÇEKLEŞTİ

2023 yılında gerçekleşen boşanmaların yüzde 33,4’ü evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21,7’si ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti. 2023 yılında boşanan 171 bin 881 çiftten 171 bin 213 çocuk velayete verildi. Boşanma davaları sonucu, çocukların velayeti çoğunlukla anneye verildi. Çocukların velayetinin 2023 yılında yüzde 74,9’u anneye, yüzde 25,1’i babaya verildi.

BOŞANMA ORANLARINDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ

Uzmanlar, boşanmanın birçok farklı sebebi olduğunu belirtiyor. Ekonomideki dengesizlikler, psikolojik rahatsızlıkların artışı, eşler arasındaki tahammül seviyesindeki düşüş, sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ve televizyon dizilerinde sunulan idealize edilmiş yaşamların insanlara çekici gelmesi, boşanmaları artıran başlıca faktörler olarak öne çıkıyor.

Yozgat’ta boşanma davalarının artışı konusunda değerlendirmede bulunan hukukçular, ekonomik sıkıntıların boşanmalarda önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Hukukçular, toplumda genel olarak büyük bir gerginliğin hakim olduğunu ve bu durumun en çok aileleri etkilediğini belirtiyor. “Boşanmalar çoğunlukla ekonomik nedenlerden kaynaklanıyor. Toplumsal bunalım da bu süreçte etkili oluyor. Yozgat’ta da boşanma davalarında sürekli bir artış gözlemleniyor” diyorlar.

SOSYAL MEDYA VE TELEVİZYON DİZİLERİ

Sosyal medya ve televizyon dizilerindeki idealize edilmiş yaşamların gerçek hayattan ne kadar uzak olduğu konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. Bu tür içeriklerin bireylerin yaşam standartları hakkında beklentilerini artırdığı ve gerçeklikten kopmalarına neden olduğu düşünülüyor. Özellikle genç çiftlerin, medyanın sunduğu pembe tablo karşısında gerçek yaşam zorluklarıyla başa çıkmakta zorlandıkları belirtiliyor.

EKONOMİK SIKINTILAR VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Ekonomik krizlerin ve işsizlik oranlarındaki artışın, aile içindeki huzuru bozduğuna dikkat çeken uzmanlar, ekonomik problemlerle başa çıkamayan çiftlerin ilişkilerinin de zarar gördüğünü ifade ediyor. Ayrıca, psikolojik rahatsızlıkların artışı, bireylerin kendilerini ve ilişkilerini yönetme kapasitesini olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, toplumsal destek ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının önemini vurguluyor. Bu tür hizmetlerin, bireylerin ve ailelerin karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabileceği belirtiliyor.